Ey Hızır Neredesin
savunma duvarının alacasında
açık havadayım ey hızır
kalbi kırık sözden anlar mı
buralarda çığlık-çığlığa uçuşan yağmur kuşları
adına maniler
adına türküler
hepsine şiirler söylenen çocuklar
pervane gibi yaşamak
gün doğarken yaşamak
ne...
neredesin
ayaklarımın gölgesinde hıdırlık
kızıl dudakların solgunluğu
avuçlarıma sürünen mor yüzü
can evlerinde taziye çadırları
yakılmış ateşi söndüremem ki
şu toz bulutuna bakıp-bakıp
yıldız sanmanın da çaresi olmalı
yoksa
ah yoksa
yıpranmış kelimelerin enkazıdır gün
kalbim nasıl bir cenderede
kalbim şehrin nefessizliğini nasıl da tanır
çakalı
makalı
zalimin tarafı
umutsuz içim
kalbim saatin yirmi beşinde
bu dinmeyen sızı şu gözlerin buzulu
şu ağarmaz tan yerinde
yer ki dağ harabeleri
gün doğarken batarken gün
insan her gün aynı figanı seyreder mi
feryat ki surlarında pervane gibi yaşamak
ne fena zamanın su gibi geçmemesi...
ey mutlak doğacak gün
ey sen neredesin
nerede
şehre sığmayan sesi duyur
bilirim Rab böyle yazmaz sonu
Dicle gibi akan onca sübyan
bir sürü hece
on gözlü
veya Mervani Köprüsü
bahşedilen ömrü ömrünce yaşamak...
Bu sıralar her taraf hüzün hep bir medet beklediğimiz fazla bekletmese diyelim...👍
Yürekten tebrikler Aslı hanıma...
Merhaba Işın hocam, şiir adına güzel olan sizin şiire ve insana verdiğiniz değer, yüreklendiren desteğiniz ve sözleriniz, sağ olunuz. 👑
Sevgili Hürrem hanımcım yorumunuzdan sonra satırlardaki tekrar yükünü hafiflettim ziyaretiniz ayrıca uyarınız için teşekkür ederim. Sevgiler.
👧
tekrarlar çok fazla olmuş...
yinede emeğinize sağlık
Aslı çıtayı artık çok yükseklere çekti😊
Şiir adına bu çok sevindirici.
Kutlarım...
👑