Ey Hu
yağmur merhametini ağaçlara gösteriyordu
biz ıslanıyorduk
herbirimizin ruhu orman
bilinmiyordu neden yaşam
ellerimiz patika arayan şiirlere aç
yeryüzüne uzanıyordu kaygılı durgun
kafanı kaşı tırnaklarını ye gözlerimiz karanlığa alıştı
epeydir iyi değiliz çokca hırpaladık kentleri
yanyanamız hep ürkek
unuttuk mu kapılar vardı gülümseyeni ömre alan
ey hu! aynı masala inanan dünün altı bezli bebeleri
tarihte bir ayrıntı gizli
hatırlamak zorundayız çelişkiyi
gebermek bu günlerin öbür adıdır
bir tutam gereksiz öldüremez imgeyi
ey hu!
beni uyandır seni bulayım
seni uyandırayım söylediklerimizi yapalım
yağmur ormana değince, seninle
daha körpe daha hür
sensiz hiç bir şey yapamam
şiirlerimi kışkırtırım kahrolmaz ki tatminsiz yaşam
çürümeden cumartesiyi seven düşünce
yankımız mesut bir yolculuğa çıksın
hiç ölmemiş gibi Elvan
ruhumuzun dibindedir yenilmezliği olan
ey hu!
düşünmesi bile yetti öpesim geldi denizi
heyhat!
daha duracaksan
Allah yardımcımız olsun
yaktığın sigarayı yağmur söndürsün...