Ey Nûr-u Mâh'im

Gurbet denen ateş düştü payıma,
Sen orada, ben burada yanalım.
Gözyaşını sal getirsin çayıma,
O günleri yâdedip de analım.


Sen gideli bu ateşte yanarım,
Sinem delik, deşik eleğe döndü.
Mâzi denen sevdâları anarım,
Gurubun ufkunda aniden söndü.


Göz açıp kaparken ne çabuk bitti,
Hayâller buz kesti, hakikât dondu.
Kalbimi koparan nereye gitti,
Kangalı gül bilip dalına kondu.


Birçift sözün oldu fermânım ah'ım,
Bu muydu verdiğin yeminler, sözler.
Ruhuma ışıktın ey nûr-u mâh'ım,
Şûle'ni beklerken bu yorgun gözler.


Bu kadar uzak mı gittiğin yol'un,
Seven uzakları yakın edendir.
Boynu bükük kaldı sılada gül'ün,
Bülbül de konmuyor acep nedendir.

17 Nisan 2010 201 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar