Eyleme
Yâr, aşkınla avareyem, nûş-i şarab eyleme.
Divane vü biçareyem mest-i harâb eyleme.
Gürz-i girân-ı zulm ile zebun eyleyüp kulun,
Ânı şâd eden hülyayı bari serab eyleme.
Aşiyân-ı murg-ı dîle, etme kim sû-i nazar,
Günah-ı kebirdür zinhar, yıkıp türâb eyleme.
Sine-i suzan istemez, dide-i giryân keza!
Kerem et cânım efendim, gel ıstırab eyleme.
Lisan-ı kalden kavidir hâline itimadım.
Sen yine ahd u peymanın, nakş-ı ber âb eyleme.
Ser-i kûyundan cüdâdır, uşşâkı bî baht, gülüm,
Hicrinle baht-ı beyzayı, zenci-arab eyleme.
Ger olsa da cigerlerüm belay-ı aşktan çâk çâk,
Fatihi canandan ırak, medet yâ Râb eyleme!
Şiir Sözlüğü:
Nûş-i şarab eyleme: Şarabı neşeyle verme
Mest-i harap eyleme: çok sarhoş etme
Gürz-i girân-ı zulüm: Ağır zulüm gürzü
Zebun etmek: çaresiz duruma düşürmek
şâd etmek: neşelendirmek
Aşiyân-ı murg-ı dîl: gönül kuşunun yuvası
Sû-i nazar: kötü bakış
Günah-ı kebir: büyük günah
Zinhar:sakın ha
Türab: toprak
Sine-i Suzan: yanan yürek
Dide-i giryân: ağlayan göz
Lisan-ı kalden kavi: dille söylenenden güçlü
Ahd u peyman: verilen söz
Nakş-ı ber âb:suya yazılan yazı
Ser-i kûyundan cüdâdır: sevgilinin semtinden uzaktır
Uşşâkı bî baht: bahtsız aşıklar
Hicrinle baht-ı Beyza: yokluğunla beyaz bahtı
Ger: eğer
Belay-ı aşk: aşk belası
Çâk çâk: yarık
Münezzeh: uzak, arı