Eylül De Gel!
Yapraklar dökülmeden,
Saçlarıma hazan çökmeden gel!
Yar! Bu ateş beni yok etmeden gel.
19 Eylül' de gel!
O gün gel ki, seninle yeniden doğayım.
Kucak açayım, yenibaharlara gel.
Her yer renk renk, desen desenken gel.
Sevdan beni kor gibi yaktı.
Savurdu; kıştan, bahardan, yazdan.
Yar! Sen vazgeçme sonbahardan.
Güz gülleri gibi açarım.
Sari, mavi ve yeşil...
Kokular yayarım, buram buram tüten.
Bulutlar olur ya!
Güneşin kızıllığında, pamuk şekere dönüşen
İşte bende öyleyim.
Bazen hüzün çöker, akşamları.
Yoksun! Sevdiceğim gel.
Eylül' de gel gör beni.
Bak! Nasıl açarım.
Usul usul esen rüzgar gibi gel.
Hem sıcak hem de serin.
Ne güzeldir, Eylül akşamları.
Sultanahmet, Beşiktaş ve Ortaköy' de deniz kıyısında.
Ağaçlar renkli elbiselerini giyinip,
Yarışırlar sanki.
Ben gibi doyumsuz güzelliğe bürünürler.
Sen iyisi mi! Eylül' de gel gör beni.
Sevinç kaplar, dört bir yanımı.
Şarkılar söylerim, doğayla inişli çıkışlı.
Dalgalar olurum, denizde.
Rüzgar gibi eserim, kıyısından.
Savurur eteğini tutamazsın ya! Öyle işte.
Ben Eylül' de bir başkayım.
Gel de gör beni.