Eylül Kırıntıları
Büyülü bir balıkçı köyüdür burası
Rüzgâr, sevda masalları anlatır tatlı sesiyle
Bu gün serseri bir bulut
Güneşi örtmeye çalışıyor biteviye
Panjurları mavi boyalı, tek katlı evin önünde
Rengârenk sardunyalar, begonviller
Sıralanmış kireç badanalı duvarın dibine
Solgun ve çelimsiz bir çocuk
Bağdaş kurmuş merdivenlere
Yüzünü gizlemiş minik elleriyle
Belli... Kırılmış birine...
Aklıma düşüyorsun birden
'Benzer miydi bu çocuğa küçükken?' diyorum
'Bak nasıl da saklambaç oynuyor hala
Ve saklanıyor kendine...'
Sonra gelip öpüyorsun
Göz pınarlarımdaki eylül kırıntılarını
Sorulmamış bir sorunun yanıtı gözlerinle
Tanık oluyorsun, yüreğimde boy veren filizlere...
Biz seninle, adı konmamış bir makamda
Bestelenmemiş bir şarkının nakaratıyız sadece
Tamamlanamıyoruz bir türlü
Ne kadar gayret etsek de...
Ardında mavi bir iz bırakmaktır gitmek
Ve asla dönüp bakmamak geriye...
Yorumlarıyla şiirime değer katan, yüreğime, kalemime güç olan değerli şiir dostlarıma gönül dolusu teşekkürler... Sevgilerimle
Kutlarım arkadaşım saygılar.
Eylül kırıntılarında yıpranan ne varsa hepsi yeniden can bulsun Rüzgarın maviye susayan soluğunda...