Eylül Rüyası
atlar ülkesindeydik
yolunda gitmeyenlere inat
nal seslerinden
koşulsuz bir özgürlük yankılanıyordu
prangalarımızdan kurtulabilsek
molasız yaşanacaktı Eylül
ancak bu
uzaktan kulağa naif gelen
tüm gerçekleri örtecek
sancılı bir kış kuşatmasının başlangıcıydı
içimle örtüşmeyen birçok şey gibi
dışarda ki zamanda farklı bir seyirdeydi
hafiften sarıya çalmaya başlıyordu
penceremi okşayan yaprakların uçları
ve güneş sarı sıcak vuruyordu artık yüzüme
ağustostan kalma filtresiz bir sigaranın dumanında
kırk yaşımı süzdüm
hatıralarımdan dökülen hazan
mevsimin çok ötesindeydi
saflığı hazana bulanan her şey ama her şey
birer yabancıydı sanki
yüzüm bile benim değildi
istemsiz kıpırdamadalar
tam bir asır hüküm sürdü
göz kapaklarımda
ağaç köklerinden yükselen
huzursuz bir sesle açtım
masum morluklara emanet gözlerimi
güneş sarı sıcak vurdu yine yüzüme
dışardaysa ne bir nal sesi ne de bir özgürlük şarkısı
takvim yaprakları hâlâ Eylül'ü gösteriyor
bense sonsuz mola vermişim aşka
"huzursuz bir sesle açtım masum morluklara emanet gözlerimi güneş sarı sıcak vurdu yine yüzüme dışardaysa ne bir nal sesi ne de bir özgürlük şarkısı takvim yaprakları hâlâ Eylül'ü gösteriyor bense sonsuz mola vermişim aşka" Güzeldi, kutlarım Hüseyin Bey.
tebriklerimle