Eylül Ve Hazan
Bir Eylül sabahı,
Eylül'ün karabasanları b/asarken bizi,
Bütün Eylüllerde,
Düşlerim lime lime,
Bu yüzden,
Her Eylül gelişinde,
Asiyim..
Eylül,
Hüznümün yine döngüsünde,
Oy benim hazana meyilli duygularım,
Oy benim iç yaralarım,
Afaganlı hallarım,
Bitmeyen acılarım,
Oy canım Oy.
Yapraklar,
Düşmeye niyet ederken ağaçların dallarından,
Kızıl kahverengiye boyanır gönlüm,
İşte tam on ikiden vuruldugum an,
Kahırlı zamam,
Kahırlı an...
Al şimdi bütün lanetli oklarını,
Vur beni gönlümün ta ortasından,
Vur ki kanasın yüreğim,
Vur ki kan aksın beynimden...
O gönül ki, bunca yıldır vurgun,
O gönül ki, bunca yıldır ölgün,
Ve o gönül ki bunca yıldır kırgın...
Ölmüş gönüle kızıl kıyamet ne yapar?
Şiirim,
Mısralarım,
H/azanlı yanlarım,
Ne yazık ki dostlarım hüznümü şiirle anlatamam...
Nesinden anlatayım Eylül seni,
Hani ikinci şubede geçen anlarım,
Loş ve izbe odalar,
Cehenneme giden yollar,
Bir ses haykırır,
'Doğru yürüsene ulan'
Çakıldı zihnimin en kasvetli yerine,
Ah!İçimde kanayıp kanayıp duran eski yaralar..
Ah!Eylül ah,
Sen neler ettin bize....
Gece saat dört,
Kalkıverdi tanklarla namussuzlar,
Yürüdüler gönlümün üstüne,
Tabur tabur,alay alay..
Ezdiler içimi,
Gönlümde kapanmayan derin yaralar...
Köln Radyosu,
Tarih on üç eylül,
Our boys did it,our boys did it,
Becerdi sizin çocuklar...
Bir ondan, bir bundan
Bir sağdan bir soldan,
Öldü bizim çocuklar
Ah çocuklar ah,
Your boys çocuklar,
Lanet olsun size çocuklar...
Köln Radyosu,
Tarih on dört Eylül,
Televizyonda maskeli beşler,
Gözler havada,rap rap,
Öldüler,öldüler, asıldı bizim çocukar,
'Our boys did it'
Becerdi sizin çocuklar,
Onlar,
Vatan kurtaran aslanlar.
Geri verin bize yitiklerimizi,
Astığınız çocuklarımızı,geri verin,
Sizi lanet olasıcalar...
O gün yapraklara bakmıştım nedense,
Ulan dedim,
Bu yapraklar gönlümdeki hazani yaprakları..
Şimdi her Eylül geldiğinde,
Düşlere yolculuk yaparım geçmişimde,
İçimde kanayan yaralarım,
Bitmeyen ölü sevdalarım,
Kaybolup yiten insanlarım,
Ben ve memleketim
Ey!Ulu Tanrım,
Nedir bu kahırlarım.
Memleket kurtaracakmış hayasızlar,
Kendini kurtarıp giderken tarihin çöp sepetine,
Ben hala lanetler yağdırıyorum peşinize.
Karanlık yolculuklara çıktık Eylüllerde,
Kimlik/siz dolaşırız yurdumuzda,
Tarumar etti zalimler her şeyi,
İçimin her köşesi Darbetül-Arz şehri,
İçimde hiç sönmeyen yangınlar var..
Umutlarımızı attılar Yusuf-i kuyulara,
Kuyular derin mi, derin,
Eylüllerin kanlı gömleğini getirdiler Hz Yakup'a
Şimdi ağlamasın mı Bünyaminler,
Bütün Yusufçuklar kör şimdi...
Şairlerin içlerinde çok derin dehlizler var,
Zamanın kuyusundan çıkarırlar her şeyi,
Onlar ki anlarlar tarihin alçak hilelerini,
Sizin çocuklar şalla kapattık sanırlar gerçekleri,
Sanırsın her yer cennetin bir şehri,
Yer gök ayaz,
Bu yüzden dostlarım,
Angarya görmeyin şairleri ve şiirleri.
Köstebekler gibi yurdumu deşen Eylül'ün Çocukları,
Hain idiler,
Zalim idiler,
Vicdansız idiler,
Astılar,
Kestiler,
İşkencede öldürdüler,
Yurdumun çocuklarını,
Ve şimdi inlerinden,
Yeryüzüne çıktılar...
Eylüllerin çocukları....
Şimdi ben,
İçime akıtıyorum yurdumun nehirlerini,
Dilimde şarkılardan hüzzam,
Mevsimlerden hazan,
Sonuçları hüsran
Ağlayarak,
Seyrediyorum yurdumun karanlık şehirlerini.
Özü sözü ve gerçekçi yazım dili ile Hüseyin bey çok iyi şiirler okutturan şair
Takdir ve tebriklerimle kutlarım bu muhteşem eseriniziud83eudd20ud83eudd20ud83eudd20ud83eudd20
Ne zaman bir Hüseyin TURAN şiiri okusam, ilk kez işittiğim bir Anadolu türküsünü dinler gibi seviniyorum...
Dolambaçlı değil, söylediğini doğrudan, evirmeden, çevirmeden anlatan. Yalın, gerçek ve destansı.
Sevgiyle...
hesabı eylüle kesmiş şair ne denir yurdumun acısı da cabası
hüzündü katmerli hocam👍👍👍👍