Eylülün Hüzünlü Ninnisi
masamın dibinde
bir hüzün akşamından arta kalan
birkaç içki şişesi
ve kulaklarımda viyolonsel sesi
içimdeki fırtınayı dindirir mi gözyaşım
yoksa yangına körükle mi gidiyorum
sensizlik keskin bir bıçak
yavaş yavaş ölüyorum
şimdi evimdeyim
ya da evimizde
birlikte sabahladığımız koltukta
bir mum ışığı ve bir kağıt
şahidim
kahve içerdik balkonda
sıcacıktı fincanlar tıpkı ellerin gibi
soğuk bir rüzgar esti mi sarılırdım sana
üşüme diye
seni bağrımda hissettim mi kaplardı içimi huzur
gözlerimde aşk vardı , arkaplanda yağmur
gözlerin asi bir denizdi
ağlamana dayanamazdım
çünkü
sen ağlarsan boğulurdum o denizde
yutardım acıları tuzlu tuzlu...
çığlık atsam şimdi sensizliğe duyar mısın?
gözlerinin yeşilinden içsem birazcık,
boğulsam aşkının sarhoşluğunda...
bir piyano,bir de kitap şimdi yoldaşım.
melankolik damlalar gözlerden akmakta.
sensizlik kapımı her çaldığında,
yürekte mecal kalmamakta.
rayihanı özleyen yüreğim,
artık eylülün hüzünlü ninnisi
seni görünce gözlerimde parıldayan fer,
şimdi gözlerimde birkaç damlanın gölgesi.
Güzel şiir.. Kelimelerin seslerinde müzik aletleri.. Müzik, şiir iyidir..Ayrılık,özlem,hüzün dindirir.
Tebrikler.