Eyvallah
- ağlıyorsun biliyorum
kısmetine çaput bağlayıp -
Yasak elmayı
Öper gibi
Cennetten kovulmaya yüz tutmuşken
Kalemin ucuyla sevişmek seninle
Düşerken mısralar
Temmuz alevi gibi, kâğıda
Yıkık bir evin
Enkazında
Çizerken dolunayı
İçimde bir yudum sen
Ve şarkının son nakaratı
Kırarken gramofon iğnelerini
Şarap şişesinde
Tortulaşan üzüm kokularıyla
Ayıltırken sarhoşluğu sabahın köründe
Yine yazıyorum
Kederi düğümleyip
Kırık yanak çukurunda
Gamzelerimi buruştururken
Eski gazete kâğıdı kadar yetim
Tebessümlerimi atıyorum
Tavan arasına
Kırık abajurların yanında birikiyorum
Gülmüyorum artık
Şehrin delisi gibi
Çıplak ayaklarımı vurup kumsala
Dudaklarımda kör bakışlar
Yıldıza yüz sürüyorum
Kefen beyazı ihram kuşanıp
Ay'a tavaf ediyor yalnızlığım
( içimde imansız dualar )
Karanlığa zikirdir artık
Geceye çekilen eksik tespihler
Hamd'ı kovup dilimden
Şükürsüz mabedin tükenmiş mumları kadar, karanlık
Son kez şiirleşiyorsun
Siyah beyaz filmlerin
Narkoz yemiş
Sahnesi kadar derin
Sessizlik perdesine saklayıp hayali
Yaşam denen çirkefin
Son tozlarını yutarken
Basıp gidiyorum
Heybeme asılı binlerce mısra
Okunmayacak
Martı kanadına yüklediğim güfteler
Eksik bemollerin ardından
Yarım ezgiler savrulacak rüzgâra
Yasak elmayı
Öper gibi
Cennetten kovulmaya yüz tutmuşken
Kalemin ucuyla sevişmek seninle
Düşerken mısralar
Temmuz alevi gibi, kâğıda
Dilimde yaprak kurusu
Eyvallah...