Eyvan
Eski medresenin eyvanında
Bir ulak bekliyordum
Büyük sis dalgası çökmemişti henüz
Rüya denen sonsuzlukta
Avluya Güneş inmemişti
Dağlardan sabah
Düşüncem mesaiye kalmıştı
Sabahı çekiyordum
Oltanın ucundaki ç/engeldim
En çok yaşa-t-mak istediklerimizi öldürürüz
Zihnimizde
Ellerimizde
Ölü balığa baktığımda anladım
Bundan yıllar önce
Çok mu yem vermiştim balığıma
Aç mı bırakmıştım günlerce
Ölümünü izledim
Ve öldüm
Ondan çok çok önce
Bir akvaryum diyarında
Oksijen kovalamak yorucuydu
Anladım
Yalvardım
Yine de
İnanmak istemediklerimin
Karmaşık ağında
Konduramadım kendime
Bir balık için karaya çıkmak
Hiçlik demekti
Tuzlu suları severdi balıklar
Akvaryumda sunulmuş
Tatlı bir hayat
Balığımı açmadı belki de
Düşleri yağmalanmış
Titanic gibiydim
B/atmak için
kendime erkendim
Hayallerime ise geç
Kalmayı seviyordum
Seviyordum işte
Avludan taşan ezan sesleri gibi
İçten bir çağrıydı bende sevmek
Seslendin geldim
Bir sestin şenlendim
Eyvana çökmüş
Sisleri kovalıyordum
Hayat denen yolculukta
Sanki bir rüyadaydım
Özel bir anlatım, daim olsun kaleminiz.