Ezeli Ebed
güneş sırtını döndüğünde geceye
karanlık, usulca akardı siyah kuleden
matem-i şerifler sarardı şehri
aydınlığın sessizce çekip gittiği yerden
umursamazdı kara paltolu insanlar
bu yalnız çekip gidişleri
gece bedenlerinin küfüne uzanırken
hortlardı onlar mezarlarından
bulutlar indiğinde kaldırımlara
ağlaşırdı sokak lambaları, titrek
hüzünle el sıkışırdı kuytular
gözyaşları peyda olurdu boş şişelerde
ağlaşırdı sokak lambaları titrek
karanlık hakimdir artık geceye
?
karanlık sırtını döndüğünde güne
aydınlık, usulca akardı beyaz kuleden
melekler süzülüp inerdi şehre
karanlığın tırnaklarını bırakıp gittiği yerden