Ezim Ezim
su kokardı...toprak kokardı...
iğde kokulu saçlarına musallat sis
salıverilmiş bir esir gibi...özgürlüğe sarılırdı
oysa özgür değildi tutunduğu düşünceler...
demir parmaklıklarda hapis
kuş dahi konmazdı dallarına
gölgesine bağırırdı yokluk...çokluğun yanaklarına bakıp bakıp
katmadılar hiç oyuna
denize attılar alın terini...bir topak tuz sanıp
gül biterdi düş tarlalarında...tutam tutam umut kokan
illegal saydılar karanfil rengini
zindanlara kapattılar gül dikenleri zincirleyip
yeşili yapraktan çaldılar...tohumu da topraktan
bir fili...bir uçan karıncanın bedenine sığdırmak için...
ezim ezim ezdiler
yanık kokulu bir temmuzda...gölgelerine basan herkesi
infaz mangasına kova kova mermi taşıttırıp...
tek tek kurşuna dizdiler
/biçilmiş ekinler gibi yere serildikçe...
dolu vurmuş gelincikler gibi büküldükçe boyunlar
rahvan atlar misali bağrını dövdü...
yüreği ellerinde kimi analar...görünce sevdiklerini
kimi de...zulmün şah damarına kan gitmesin diye
kınalı parmaklarıyla tıkadı kurşun deliklerini
//değişmez yazgı değildir...denizde tuz olup erimek
darağacından korkmayacak yürek ister insan sevmek//
1994
tahsin özmen,bez bebekler de üşür,çatım ajans&baskı
yay,ank,2006