Fani Dizeler Becayişi
Zaman;
Geçmez dedikleri hüzün kesiği zaman;
Nasırlı avuçlarımla bir türlü tutamadığım,
Karanlık dehlizlerimde kısıldığım bir kapan,
Vazgeçtiğim her mutluluktan artakalan,
Ayrılıkla sınanan dilimde kavrulduğum tufan,
Nadasa bıraktığım iklimimde kefenlenmiş lisan,
Gök kubbenin altındaki darağacında elime batan,
İdamlık kelimelerime zemheri vurmuşcasına feveran,
Harlanmış ateşlerde nasipsiz cümleleri andıran,
Bir arpa boyu kan kızılı seceremde sayılmayan,
Bahar alametlerinde akşamın kızıllığına sokulan,
Yama tutmaz, kınına girmez bir katilmiş zaman,
Maktulü de becayiş ettiğim fani dizelerim...
Yerle yeksan mısraları andırır yalın ayak yaslarım,
Uzak mevsimlere göçmüşken bahar,
Gölgesi olmayan bi ağaçmışım meğerse,
Acılarını tahliye edemeyen devrik bir cümle,
Şuracığa ilişiverseydim de görmeseydim keşke,
Şavkı vuran her pencereden sükut eyleyen,
Bi hiçliğin ortasına çivilenmiş ömre buğz eden,
Yedi mahalleden duyulan üstü örtülü aflarımı,
Satır satır yaza yaza bitiremedim üryan yazgımı,
Kanıtlar sunamasam da her ne kadar,
Beyanım esastı gül kurusu sığıntı matemime,
Cürmümse nakış nakış işlenmiş ırgat gençliğime,
Herşey yokluğa yara bandı şimdilerde...
Aşktan emekli olmak var mıydı dağınık tuvalimde,
Kaç kere yazıldı adım yoklama tutanaklarına,
Kaç kere yokluk sorgulandı göğüs kafesimde,
Kaç palavracının martavalına inandı deli öfkem,
Kaç heves söndürür ayışığında çıplak gerçekleri,
Kaç nefes dindirir eskiye dair ne varsa,
Üstüm başım bulaştı muştulanmış şiirlere,
Bakışlarımla ıslanan yetim hislerime çöktü elem,
Nakaratsız şarkılarda unutuldu en güzel bestem,
Samimiyetsiz sözcüklerim birbiri ardına sıralandı,
Kıyısına yanaştığım uzayıp kısalan kalabalıklarda,
Benzi soluk sokaklarda harcadım son sabrımı da,
Artık varacak liman da kalmadı sabahın köründe,
Bazı şeyler yokken güzelmiş meğer...
Bana iyi gelmedi bu yürek sızısı,
Geçer dediler!
Kimisi delip geçti,
Kimisi yakıp,
Kimisi de yıkıp...