Fanzin
Upuzun bir Ankara
Git git uzun ince
Kağıttan kentleri
Beton bulvarları
Dikine sevişen evleri boş verin
Resim yapma sanatı pentimento
Transparan hayatıyla terk ettiğimiz Ankara
Gece karanlık ve sisli 15 derece
Bu uzun yolculuk sabahı zor eder dedi muavin
6.45 bir mahmurluk
Tam şakağımda bir seğirme
Sağımda iki mülteci
Habire konuşuyor gecenin dibi
Ankara hâlâ yanımızda yürüyor
Uyuyup uyanmak sersemlik fiil değil
Aklıma düşüverdin Ankara'dan geçince
Saçların kıpkırmızı ruhun ay ışığı
Özlemedim aramadım...yalan!
Araya giren mesafeleri eskittim
Zaman aşımına yenik bile isteye
Başka dilde gelmiyorsa mektuplar
Bu yolculuklar iyi
Nihansın dideden...
Şarkı söyledi birisi yumuşak derin
Bütün dergilerde sana yazılmış şiirler
Bilbordlarda sana ait siyah beyaz
köhne bir limanda senin bakışın afişte
Bütün vitrinlerde senin yüzün mağrur
Sanki bütün pencerelerden sen bakmışsın da camlarda yüz izin
Bir dağın yamacında sana dizilmiş taşlarda çam kokusu
Uzun sözün değersizliği sinemalarda fragman yok
Ruj izlerinde olmayan kokusu sıcaklığının
Anne nasıl kutsal baba nasıl dağ gibi yüce
Sen hiçbir benzerine yakışmıyorsun
Azade başıbozuk cümleler gibi
Gibinin geçtiği şiirler aksak yer yer
Sağanak yağış zeminler kaygan
Sabaha karşı bu karanlık bi deli fişek hâl
Bak bütün kelimeler bakire bütün kelimelerde senin en hoş yokluğun
Bir köprüden uçan delirmek
Uzun aramalar soğuk sis
Önce kıpkızıl saçların dalgalı deniz
Vurmuşsun karaya kırıla kırıla
Sonra upuzun kirpiklerin ve ellerin
En son bitmek bilmez korkuların vurmuş karaya
Sensiz sedasız toprakla buluşturduk seni
Kimse gelmedi yapraklar ve kır çiçekleri bir de dua
Yarım hep bırakılmış upuzun yol
Gök kubbede çınlıyor " Kızılay'ın
göbeği lan burası "
Hâlâ eski bir şiirin rüzgârıyla salınıyor perdeleri kalbimin
Gözlerimde nem ateşe benzerdik küle dönmüşüz.
18 Eylül
Güne düşen şiiri kutlarım.
Hoş geldiniz ,
İyi bir şiiir okudum,
Kutlarım.
Hoş geldin şair, yürek dolusu şiirlerin devamına...
Edebiyatla'ya hoş geldiniz Zeynep nice paylaşımlarınıza