Ferace
nicedir içimi yakıyor
adına aşk diyemediğim
devrin sevdecilerinin
gölgesi kendinden küçük sevişkenliği
ne kadim törelere kulak kabartan var
ne de bir ezgiye baş çeviren
diyemediğim şu ki
sahnesiz bir tiyatro sergileniyor
üstelik suflörler
buluğ çağında takılı kalmış
elçili çıkma tekliflerinin yerini alalı
filmlerden devşirme bakışlar
üç yaşındaki çocuğun
hep bir yanı hasarlı oyuncağı gibi
bir kulaç öteye varamayan sevmeler
dillerde yeni moda bahanelerle
Züleyha'ya tutulmanın sancısından bihaber
gramajı aynı sevişme kuyruklarında
karnelerin son sayfaları da
hoyratça harcanıyor
geceler aşka densiz
kirleniyor aymazların koynunda
mistik kokular
sabaha kalan saatin çilesi
ve güneşe günahları yakmanın yorgunluğu
kıymete isyankâr
şu içime oturan çığlığın
feracesi bir hayli sıkıyor
kalemden silahlarıyla
aşka adım mesafesinde kalan
şairler ölüyor içimde
Her şiiriniz bir öncekinin üzerine çıkıyor sanki Hüseyin bey. Betimlemeleri, örgüsü, hafif üzeri örtülü yalınlığı ve içeriği ile çok güzel bir şiirdi okuduğum. Nicelerine. Selamlar
Düşündürdü şiir. Bazen yokluğudur şairin mısra mısra.şiire Hangıl yorumu yazsam şiire haksızlık olur diye düşündüm. Sonsuz tebriğimle şair dost ( sabahtan beri bu üçüncü yorum bu şiire yazdığım. Nedense yorum sayfaya düşmedi. İnşallah bu düşer.)