Ferah Yüzlü Ayrılıklar
avucunda karanlıkları besleyen
kırlangıçlar ve gökyüzü
kimin yıldızını çaldınız ki şimdi
içime derdiniz düştü
şu karanlık kızıl ayrılık yurdu
gönlüm işte benim
eski bir incinmişliktir bu
aşk üzerine bir tavır değil
ölsek biz kurtulur muyuz yani
gökyüzüne kırlangıçlar
asılır kalır mı yeniden
yağlı boya bir tabloda
ne zaman dokunsam
mayıs bulaşır ellerime hiç yoktan
aşk bir intihar şeklini alır
yalnızca senin gözlerinden
ardına düşsem ömrünün
hep güller elimde
sen bir uzun yoldasın
ben epeydir çukurun dibinde
dökülmüş kırk küp
bal şerbetiyiz işte
iki esrik başımız var amma
koyacak bir yastığımız yok
bu yüzden solar rengi gecenin
sahile dolar martılar
çıldırır karanlıktan deniz atları
ay ışığını anlatır masallar
senin şehrin eskidir benim gönlüm
sen daha dur ben giderim
‘’ seninleyken en çok anlaşan
sessizliğimizi seviyorum ‘’
senin bu sevgine asıl ben ölüyorum
diri diri her gün dilinden
o mezara doğru giriyorum
intihar bir akşam üstüdür sevgilim
Hüzün ve özlem dizelerle o kadar girift olmuş ki.Şiir,ben buradayim diye haykırıyor. Biz okuyanlara da kelimelerle resmedilen bu muhteşem tabloyu seyretmek kalıyor.
Tebrikler Sayın ŞAİR..
Harika bir anlatım ve dizeler. Her kıtası ayrı bir anlamlı. Kaleminize sağlık Önder bey.
Saygılarımla
DeLi-oĞLan
Şiir daha ilk dizede başlıyor üstad yazıyorsunuz vesselam :) takdirlerimle