Ferhunde
Bir dolu, bir boş,
Hep olduğu yerde sayıyordu,
Oysa, ne kadar uzaklara gidiyordu ayakları,
Adını bilmediği dağlarda geziyordu bakışları,
Hangi tarafa yönelse,
Keşkelerle kucaklaşıyordu,
Geçmişte yaşanmaz derdi her lafının sonunda,
Tam tersini mi yaşıyordu istemeden...
Genç ve alımlı kadındı Ferhunde,
Yanlış kararların kaderine yazıldığına inanırdı,
Hangi dala uzansa elinde kalırdı,
Yağmura bile bir değer katardı güzelliği,
Hep gitmeyeceği yerlere varıyordu düşleri,
Ne aşktan yana gülerdi yüzü,
Ne sıkı dostlardan yana,
Sağlam görünse de dış yüzü,
Ruhunun her yanı yamalıydı...
Gün geldi tamirden usandı,
Ne varsa tamir olacak söküp atmalıydı,
Bu sefer kararlıydı değişmeye,
Belki de saçlarını boyamalı,
veya,
Tırnaklarını kısalt malıydı,
Gerçi bunlar önemsizdi,
Önemli olan taşıdığı kişilikti...
Olmuştu işte, olgunlaşmıştı Ferhunde,
Hiç eksilmeden büyümüştü,
Kaç istasyon varsa hayatında,
Hepsine uğramıştı,
Kiminde biraz kalmış,
Kimisine hiç uğramamıştı!
Kalbinde bir aşk yarası,
Avuçlarında koca bir boşluk,
Biraz da sarhoşluk,
Her insanda olduğu kadar...