Fikri Firari Sevdam.
Hangi ara düştü gönlüme gözlerin?
Ne vakit kurşunları kıskandırdı sözlerin?
Ben, seni hücrelerimde aşk ile beslerken,
Nasıl bir firkate filiz sürdü yüreğin?
Şimdi çılgın bir bedduadır dilimde ismin,
Aşar benliğimi bu derin, bu sessiz kinim.
Anlamını yitirmiş bir davasın gönül mahkememde,
Ölüm uykusunda yatırılmış, yarım asırlık mücadelem/sin.
Ben sana kırgınım, ey! şah damarıma düşen ziya,
Yüreğim kapına uzak, yüreğim dargın düştü gözlerine...
İnanmam, kanmam, yenilmem artık hakikatsiz sözlerine,
Şimdi sevdan bana yalan, şimdi sevdan bize riya....
İstemem dönme sevdiceğim, dönme bir daha,
Anma adımı dost meclislerinde, ulu orta,
Düşmesin yüzüm yüzüne, mahşer sabahına dek,
Ben sana kırgınım.
Dargındır yüreğim. Başıma şehirler yıkarak gidişine....
Gönlüme düştüğün yerde yatıyor şimdi inancım.
Hayali budanmış nefretinle sırılsıklam ruhum.
Acımı dindirmez, yadıma düşmez o taptığım gülüşün,
Suskun bir muhabbet kuşu,
Alnının ortasında mühür gibi sızlasın vebalim.
İsyankar ve sana yenik bildiğin kalbim.
Aç gözünü, dinle şu ayrılık şarkısını,
"Sen benden gittin gideli" sen değilsin helalim.
Şimdi,
Aykırı bir hazan çiçeğiyiz seninle ikimiz...
İki ayrı kıta/yız, iki ayrı cihan.
Birbirinden farklı, birbirinden kopmuş, iki kara parçası gibi,
Tüm benliğimiz üryan, her nefesimiz ziyan...
Ey! kapkara ufuklara, yalan hayallere aldanmış, fikri firari sevdam.
Alnıma kazılmış hesapsız buhranım-sın,
Sen bana aldırma, bakma dimdik duruşuma,
Düşme ardıma izim sana dar, sızım sana uzun.
Gönül yatağım ıslak,
Ciğeri karlı bir dağ misali, cemresi men edilmiş toprağım ben.