Firari Dudaklarım
Esareti vururken yüreğimin cidarına
Mabedinden bir dua yükselir
Sıla, derinden gelirken aklıma
Nus...
İrkilir odamın duvarları
Bir güneş batarken gönlümün batısında
Doğusundan bir feryat yükselir
Hercai ruhlar gölgesinde ayyaş iken beynim
Sıratta keskin ter döker vicdanımın azabı
Yusuf'un sabrından eserken alizeler
Dudaklarımda ezdiğim "yar" çığlıklarım inletir sinsi tepeleri
Namluda sürgün mermi uzandıkça yatağına
Patlatasım gelir namlu ucu hasretlerimi
O duvar ki kudretimden öte kalın
Zikirsiz gecelerimde tırnak yontusu izleri üzerinde
Fiilen oyarken hasret yamacını
Ferhat öteden seyreder ağlar
Nihayetsiz çırpınışlarım nil uzunluğunda akıp giderken
Eyler iradem inatla Ferhat'a nazar
Kabilin gölgesinden kurtulup Habil olmak isterken yüreğim
Sapıtmış pusulamda kıvrılır zaman
Yusuf'un sabrına sarılırken bedenim
Ah diyor aman
Geçmiyor zaman
Sür serseri tohumlarımı ekin diplerine çürüsün
Uzaktan düşlerken dudaklarımda dudaklarını
Koy bedenimi gurbette sürünsün
Fikri sabit değilken aklımın kıt köşeleri sabah ediyor
Düşünce özgürlüğüm ve ardında kahpe bekçiler
Dudaklarım dudaklarına seher vakti
Firar ediyor...