Firavun Tapınağı Ve Kutsal Göz
Uzakta bir tapınak
ve bulunduğu yer
bizlere, çok yakın
o Nefertem
onlar Ammut
bizler Kafkas ve
Amerind'ler
o giyer
alev kırmızısı ve siyah üçgenler
onların üzerinde hep aynı hırka
kamçı ellerinde
onun bacakları üşüyor
göğüs arasında
bir sıcaklık
ile tümüyle karanlığı
özlüyor
ve onlar gizlice
bir piramit arasında
izlemekte
yarasa ve
dolunayın sevişmelerini
ve vakit yaklaşmakta
buğday sarısı yapraklar
kapı arasında
ve rüzgar, uğultular
kömür ateşte küçülmekte
yatak odasında battaniye
soğuk pencereden üflerken
ve o bir kürk içinde
göğsü kapalı kalır
sıcak gecelerde ise
göğsü açık
transparan giysiler
leopar desenli elbise
burgaçlanan
kuytu sokaklar
ve ışıldayan
gecenin binlerce
çekmeceleri
her ölüm anı
için biri
o yükseliyor
mehtap düşerken
onlar sevişirken
tan vaktiyle
onlar, silah
bizler duvarlara dizilmiş
o infazlara başlayacak
onlar yaralanırken
o iyileşmiş olacak
ve o hasta ziyaretine
çıplak gelecek
bizler tabutlara
sığmazken
o doğum gününde
mumları üflerken
onlar alkış tutacak
ve o giyinikken
onun eteğini
perdeden ayıran
tek şey kareler
o halkaları çizmiş
duvar boyunca
onlar formüleri
çözerken
onlar çınlayan yankı
o çıplak oynarken
tüm pencerelere karşı
onlar edepli olun derken
o tüm kutsal
nehirleri yutarken
tek gözlü
efendileri izlerken
onlar
kutsuyor bedenleri
kızıl sularda
bir mesih gibi
o sonsuz tutkusu ile
gecelerin kraliçesi
onlar sabahların prensleri
o taht
onlar masa ve sandalyeler
üzerindeki gölgeler
onlar yasak odalar
ve piramitlerin duvarları
o son firavun'un dalkavuğu
onlar Nil üzerindeki
köle tacirleri
onlar o kavim
o Firavun olan
bizler Musa'nın asası
gök gürleyince
yer sallanırken
o deniz yarılana, kadar bekler
onlar korkudan fısıldar
bizler düşlerken
öyle ve öyle değil
onlar euro
o dollar
Suskun//