Firkat
_ ceviz ağacının köşesinden doğan gün
bir dosttan ayrılış günüdür bu gün
tan vakti hiç kıvanma
yeryüzü uzarken altında sessiz ve dingin
bir yürek çarpıntısı kadar sürdü
bronz ışıklar ve bulutlarla dövüşün
_ küçücük bir çarpıntıyla
önceki gün kaybettiğim kardeşim
kovanda bağlanmadan çenen
şu selvinin uzayan gölgesinde
nedim ol ömürden yana
karacaoğlan curasıyla türküler söyleyelim
istersen dönelim yunus'un dergahında
_ vuslat oldu ülgen
yağ lambası kadar isli ve titrek terekte
bağlar çözüldü baştan ve sondan
karardı ortalık son kürekte
bir şişe su kadar hüzün
verilen helallikle
ham toprakta ne de çabuk süzüldün
_ eh işte sonuçta çiğ süt emdim
bil ki taksirdendir nedametim
söyle o kocaman yüreğinde
kaldıysa ukde çocukluktan
çıplak ayak çimlerde gezerim
söğüdün dalından düdük de yaparım sana
eğrelti otundan da şapka
değerli bir çalışma taktire değer...😙
belki de bin yaşanmışlığa dair her ne varsa bizden idi ki şiir ......teessüfle okudum / ama alkışım çokça dev yüreğine
ustam / 👍
uhde, çocukluktan kalma / 👶
şu yaşımda.......
çocuk gülüşleri doldurup heybeye asmalı cevizin dalına,
söğüt dalından düdük yapmışlığımız vardır,
çeşmebaşı çapkınlıkları ne hikmetse hep karaoğlana yazılır,
dön babam dön,
şair iyi şiirler yazıyor,
kutlarım
sevgiyle kalın....