Foga
Biliyorsun;
Aşk, bi tek sen demekti benim için
Yalnız seni çağrıştırırdı
Ve en çok biz'e yakışırdı
Evet... Sen...
Keman sesiydin bana
Kanundun... Neydin...
Bu hayatta başıma gelen en güzel şeydin...
Fakat şimdi,
Senli fiilleri
Mazi kipine göre çekimliyorum...
Biliyor musun?
Ekseri geceleri geliyorsun aklıma
Usul usul... Aniden... Ve birdenbire...
Derinden sarsıyorsun benliğimi!
Sahiden... Harbiden sarsıyorsun...
Geliyorsun... Geliyorsun... Gitmiyorsun!
Bazen gece gibi ağır ağır ve karanlık!
Ama en çok, ay gibi berrak ve aydınlık...
Öyle bir alıyorsun ki aklımı başımdan
İçimdeki boşluğunun sancıları,
Kemirircesine yankılanıyor beynimde...
Dalıyorsun bileklerimi...
Etimi kemiğimden ayırır gibi ısırıyorsun yüreğimi...
KADER'miş...
Kader bu öyle mi?
Yıllarımızı çalan,
Yollarımızı ayıran,
Umutlarımızı yolan kader!
Seni de beni de darmaduman eden kader!
Hani şu bir türlü bileğini bükemediğimiz kader
Dallarımızı kıran,
Tomurcuklarımızı vuran,
Gözyaşlarımızı gözbebeklerimizde kurutan kader!
Ben KEDER' diyorum ona!
Yokluğunun iki koluyla
İki kolunun bütün parmaklarıyla boğazıma yapışan,
Soluğumu kesen,
Kanımı emen keder...
Şimdi,
Kaygan güney rüzgârlarının,
Ekinleri yalayan hışırtılarıyla dindiriyorum acımı...
Çığırtkan kuşların çığlıklarında gizliyorum avazımı.
Asi'nin, asiliğine koyuveriyorum hıncımı...
İddiasız, sakin şırıltılarında sağaltıyorum,
Sensizliğimden doğma acımı
Ve galiba
Artık yitiriyorum, aşka olan inancımı...
Sonra fener düşüyor aklıma...
Bir parça Anadolu...
Kayalar, deniz... Fener yolu
Saçların... Tenin... O iyotsu koku...
Çiçeği burnunda bi hemşire, gözleri hayat dolu!
Faytonlar... Yakamozlar...
Balıkçı kayıkları ve koyu...
Sardunyalar, balkon şakayıkları
Bi radyo... Bi pastane...
Foga...
Ve...
En unutulmaz sevda şarkıları...
Hatırlıyor musun?
Ne çok merak etmiştik Foga'nın anlamını...
Sormuş sormuş da bulamamıştık...
Ancak öğrenebildim, yıllardan sonra;
Bir tür elbisesiymiş!
Düğün elbisesi...
Bi çeşit, yöresel gelinlik...
Gelinlik' diyorum!
Anlıyor musun?
Duvak' diyorum...
Beyaz' diyorum...
Sahi...
Sen hâlâ, gelin olmadın değil mi?
Hanım olmadın...
Ana olmadın...
Benim, olamadığın gibi...
Biliyorum sevgili... Biliyorum;
Hiç kimsede bulamadın...
Değil benzerine
Zerresine bile rastlayamadın değil mi?!
Bu esir olurcasına bağlanışın,
Ve...
Bu ölürcesine sevdalanışın...
Biliyor musun?
Fırtınaların dudaklarımdan çaldığı sözler gibisin...
Adını her anışımda kezzap gibi yakıyorsun genzimi
Ama elimsin yine de
Ayağımsın...
Gözümsün... Yüreğimsin...
Ne olur yorma dilimi!
Çek artık hayalinin pimini
Çek ki bitsin hepsi...
Aşk her şeydi benim için
Bu şiir ancak hiçbir şey anlatabilir sana...
Hattena, 13 Mayıs 2015