Fon Ve Rakı
"fonda çalan şarkıda kahrolsun, rakıda!"
tırnaklarımdan akan kanla yazıyorum bu saçmalıkları
belki de bunları saçma yapan, kanların yazının içinde gezmesidir
aslında en çok o kanın damarlarımda gezmesi diyorum,
ne büyük saçmalık!
musluğu açmaya gücümüz yetse de boşalsa kanımız siz boğulana kadar...
bu böyle bir hayat,
insanlar değişik insanlar...
sorunu kökünden çözmeye dayanamıyoruz,
soyunun tükenmesine müsaade etmediğimiz tek şey hatta sorunlar.
bir silebilsek geçmiş denilen, gelecek zaman ekimizi,
bir kopabilseniz üzerimizden,
belki fonda çalan şarkıda önemsenmez, rakıda!
gel bak çocukluğumu yakıyorum üşüme diye,
bak çocukluğumu yakıyorum üşüme diye
-gel...
ben senin üzerine bileklerimi, kalbimi ve aklımı yatırıp, kaybettim.
adın ses tellerimi deşen bir bıçak
adının yanına eklenen gel,dön,sev gibi emir kipleri, dudaklarımı kesen bir jilet
soy adın benden alınmadığı için, dilime düşen bir ateş...
ve anıt gibi dikilen bedenin, uzayın derinliklerinde küçük bir yıldız
bense dünya,
bak etrafında dört dönüyorum,
ama sen dönmüyorsun...
hayattan beklentim yok, hayatta bekleyenim yok,
en çokta, hayatım yok...
kısaca boş bir insanım...
"boş bir insanım çünkü, ağzıma kadar seninle doluyum..."
fonda küflenmiş plakta kahrolsun, bardaktan eksilmeyen rakıda, sende!