Fû
Yolun ortasında kaldı yelkovan
Güneş Eğildi yol boyu uzayan gölgemin sırtında
Kuşlar akşam tüneği ararken
Akrep yetişti imdata
Yolun ortasında kaldı zaman kaldı yolun ortasında beden kaldı yelkovan
Ruh son sıkılcımında çıktı parmak uçlarımdan
Doğurdum binlerce kelebek
Rutubetinden kurtuldu hayatın ruh
Yığıldı Bi köşeye beden
İncir yapraklarına düşen sarıdan düştü tenime
Toprak yapıştı terime
Fûûûüüü dedi ciğerimdeki son pençe hayata
Sırtımı yasladığım ağaç yaprak döktü üzerime
Ellerim iki yana düşmüş duacı güneşe
Akşam ezanı olmaya yakın Bi vakit
İkindiyi geçeli çok olmadı ama
Hocada gitmedi daha evine
Güneş gömüldü karşı dağın üstündeki ormana
Yelkovan kanatlandı uçtu ovaya
Akrep hırsından akıtıp durmakta zehrini damarlarıma
Zerk olmuş ciğerlerim ağır ağır kusuyor zamanı şu an da
Geçmiş akıyor gözlerimden
Terimin buhusuna çizdiğim son isim
Sen
Koskoca Bi ömrün yığıntısında akla düşen tek cisim sen
Ne garip Bi duygu ölüm ve yaşam arasında
Tek çizgi sen
Hep bu canınım çıkmaması bu yüzden
Yarım kalışların artığı ben
Giderken meçhule yine aklımda sen
Sanki Bi anı defteri
Birkaç elbise
Valiz
Saksıdaki sardunya duvardaki guguk kuşu
Yatağım
Üstüme aldığım palto
Ayağımdaki kundura
Ya da yoldaki Arnavut kaldırım
Hepsi sen
Yeni Bi yaşam diliyorum Tanrı dan
Uzak Bi ülkede
Senin soluğunu değmediği
Senin dilini bilmediğim Bi ülke
İlla insan olmam gerekmez
Kuş olabilirim mesela
Göç zamanı senin oralara göçmeyen Bi kuş
Arı olabilirim mesela
Senin ahu kokunu duymayacağım Bi çölde
Evet Bi çölde deve olabilirim mesela
Sıcaktan bunaldığımda serabımda senin olmadığın Bi acemin devesi
Olabilirim senin isminin geçmediği
Senin kokunun değmediği
Gözümün görmediği
Bi zaman diliyorum aynı anda birbirine değmeyen birbirini hiç kesmeyen
Sensizlik
Ciğerlerim parçalanırken son nefeste yine
Fûûûüüü...
Rüzannnn...