Gar
Sen giderken ben tren garındaydım
Giden trenin ardından baktığımda
İçimde bir yalnızlık beliriyordu
Üzerimde bahar kokuları
Ellerimde senin çizgilerin
Yüzümde bir yumuşaklık
Dudaklarımda bir buselik
Öpecek yer kalmıyordu
Hepsi seninle gidiyordu...
Sen gittiğinde ben yanındaydım
Gidişin ani oluyordu
Yalnızlığımda bir o kadar hızlı
Gardaki ışıklar kararıyor
İçimdeki karanlık senin oluyordu
Vagonlar insanlarla doluyordu
Hepsi seninle gidiyordu...
Sen gittiğinde ben yalınayaktım
Soğuktu içim, dışım yanıyordu
Gözlerim bir sonraki busede
Ve senin kırmızılığınla
Aklım bir karış kalıyordu
Kulaklarım sesine hayran
Yüzüm gergin dalıyordu
Gözlerimle gözlerine konuyorduk
Ne varsa sana ait
Hepsi seninle gidiyordu...
Tren kalkıyor, ben sana bakıyordum
Ne varsa yaşadığımız ve yaşayamadığımız
Alkolle buluşan kırmızılıklar
Senden alıp sana verdiğim sözcükler
Senin anladıkların ve anlattıkların
Bir tren garına sıkışıyorduk
Ellerin uzaklaşıyor
Gözlerin tren camından sarkıyordu
Saatler 12'ye geliyordu
Bir gece vakti yalanlarım ve ben
Sen giderken sarı bir taksiye biniyorduk
Yorgun taksici radyoyu açınca
Maden işçileri ölüyordu
Ve ben yine bu dünyada
Aynı ülkenin başkentinde
Bir taksinin içinde olduğumu fark ediyordum.
Anlıyordum ki her şey seninle gidiyordu
Ben burada kalıyordum...
26 May. 10