Gece Mecmuası Treni

Umudu ince ayrıntılarda gizleyenler...
Besimle Bestamilik ederler...
Seçtiğimiz rüyalarımızda
Tuluatlar provası
Yalnızlığın tercihen değil
Zaruri tecriti sebebiyle
Harp külliyesinde
Çektiğimiz cefalar
Gecelerin Kâbusu,
Kâbusu deryasında yüzmelerin
Sarhoşluğundan
Bir uyanış
Bir uyanış ki
Buzlu sularına dalıp çıkmak
i-leğen etkisi
Bakır ibrikle sabah yunmaları
Yüzümüzde çarpanlar...
İçimizde bölünenler...
Aklımızda Mey.
Kirpiklerimize yapışan
Bir tomar çapak, sadece
kovabildiklerimiz...
Ve şükürle
Ölümün gözlerinin,
Kirpiklerine küsmüşlüğü
Ohh...mis gibi
Derin bir nefes her şeye değer...
Bak işte gördün mü
Bu büyük bir zafer.
Donduğu vakit, zaman
Serçelerin yanaklarında,
Serçeler diyorum
Minik zıp zıp
Çimdikten ziyadesiyle ziyade
Yaşamak güllencesi
İğne oyasıyla işlenmiş
minik boncuk gözler
Sıkı sıkı bir düğüm ister.
Tan yerinin ucundan uyanmak
Yeniden
Tutunmak gözlerine serçelerin,
Sabahın meltemiyle coşkulu
"Kırık Mavi" Sokağı'nın tam ortasına atıyorum kendimi
Biteviye
Umuda serçelenmekse
Minik çırpınışları yüreğimin
Ve En erken uyanışlara
Peşin sıra
Merhaba filizlerinin
Hediyesi
Çiğ tanelerini,
Toplayarak devam ediyor olması.
Hey özgürlük...
Ne güzel seni düşünüp
Özleyeceğim birgün daha
Şükürler olsun...
Akşama çok var ama geceye de tekrardan hazırlanmam gerek...
Umutlar ölmez dersin
Ölümün gözleri, kirpikleriyle barışır
Aralanır köhne koğuşlara
İnce bir ışık sızar belli belirsiz
Yor yorabilirsen hayra
Sor sorabilirsen yorgunluğuna
Ölüm de sırasını alsın canım
umutlar arasında
Yeni bir tabureye mi gerek var
Yelkenliye mi
Bir de meltem mi
Lazım gerek bu geceye.
Bir Faika-i Sevi Duhân'ı
İçinde buldum
Bu kızıl ormanda,kurtacak solumu.
Solum ki yarım
Solum ki yamalı
Solum ki bir sosyal demokrat
Hümanist...
Bu gecelerin
Gerdanında bir inci ki
Topuz başlı kurşunlara dizilmeler
İdam divanlarında
Kalem kıran hakimleri
Kalem tutan şairler
Hallaç pamuğuna çevirmeli
Savurmalı ki aşk olsun
Şiir olsun Sokağımızda
Sonra Ölelim.
Bu vicdan hallenmeleri
Minik zıp zıp serçeler.
-Çokluğumuz önemsenen yanımız-
Minik zıp zıp kelimeler
Ve de Kalem'ler
Bu mecmuanın makinisti
Tünelin başında karanlık olur
Gördüğüm kamaşmalar
Aşkın karanlığı
Kamaşır bu sebepten
Bu boşlukta çok güzel kelebekler havalanır
Yalnız geldiğindir aşk kapısı
Sorma bana
Devamı elinde olan bir yol,
Senin gözünle çizemem
Attığın adımları...
Yüklü bir trenin vagonlarında değiliz.
Alıp götürsün bizi
Anaç Korkuları yüklenip
Birbirini tetikleyip
İte çeke ilerlemek
Bizi oldurmaz
Sen hiç oldun mu?
Bu olmuş gibi?
Ham ya da olgun değerimi
Bırakmadım hiç kimselere
Sende bırakmazsın
Uzak vagonların
Elleri karanfil bağlarından geçer
Ama ben karanfil bahçelerinde gezmek istiyorum.
Aşüfte rujundan etkisiz
Dudaklarından bir aralık
Çelimsiz bir veda düşer
Anısı tekerrür edecek gece
Semalarına
Ay doğumlarında zincirleri
Parlayan kurdeşen
Kaşıntıları yüreğinden
Bedenine yayılmaya başlar
Teninde kırmızı bir rujsa
Tek Gördüğüm
Aklımı çelen
Uzaklaşan vapurların içinden
Alıcı martıların çığlıklarına fırlatılan
Kırıntı hayaller
Uçarken gök semalara
Bir can kelebek
Diğer ucunda nereye gider yolculuk
Sen hiç sustun mu?
Adam ormanlarına giden
Müdavim fidanlar gibi dimdik durabilmek
Uzanıp göklere
Sar beni umutlanmaları
Kalır yine içimizde
Kız Kadın AyAna
Kapsamlı bir
Çeki düzen verin bana
Magazin mecmuası cımbızla
Aşüfte Rujlu bir roman ister
Ama aslolan
Gece mecmuası treni
Umudu ölümün kirpiklerine asarak
Tan yerinin ucundan yol alır
Yeniden ve
Peşin sıra
Merhaba filizlerinin hediyesi
Çiğ tanelerini toplayarak
Devam eder yaşama
Bu nedenle
İğne oyasıyla işlenmiş minik boncuk gözler
Sıkı bir düğüm ister...
Adamlık gibi...
Adanmışlık gibi...
İnsan gibi...
Şiir gibi...
Aşk gibi...
Tcpassenger_ierdogan/06.04.2025
(("Kırık Mavi" Sokağı için
Şule Hanıma teşekkürlerimle))
İsmail bey iki kere dönüp okudum şiirinizi. Gerçekten de ince ince dokunmuş, çok güzel olmuş. Kırık mavi ortak bir şiir sokağı olmuş sanki ve parkeleri de mısraları ya da rayları. Çokça tebrik ediyorum.🌾✍🏻👏🏻