Gece Ötüşü
sırtımı yasladığım yer meşe koruluğu
uyuyor bu orman çınar ağacından karanfile
gece lambası gibi olmuş sanki ateş böceği
üstelik zil tutuyor gelene gidene
gözlerimin nemini alırken ay ışığı
yıldızların dansı mest ediyordu beni
dalıp gittiğim yer sema da güney batı
tam o sırada geldi hiç beklemediğim sesi
kapattım artık gözlerimi ve gökyüzünde ki sahneyi
şimdi kulaklarıma dolmaya başladı hoş bir melodi
beni mi bekliyordun yoksa geceyi mi hey bülbül
huzur verdin bana yarin koynunda yatar gibi
uzaklardan karıştı sesine yarin nazlı gülüşü
kandırdı yine benim bu deli divane gönlümü
kederlerimin neşeye döndüğü an hey bülbül
başladığı gibi bitti gece ötüşü
ben gönül yorgunu olduğum için suskundum
sen nefes yorgunu mu oldun da birden bire sustun
bir daha çıkmadı sesin zaten geldi vakti seherin
uyanmaya başladı herhalde alemi bu cennetin
cennet burası sanki hey bülbül
sen kuşların orkestra şefi
yeni yeni başladılar sana eşlik etmeye
ama dönmüyor dilleri senin gibi
alıp başımı geldiğim zaman kaçar gibi buraya
kederlerimi de alıp gelmiştim neşeden uzak ruhumla
acaba ağaların beylerin çalgılı çengisi erdi mi sabaha adada
avutmuyordu ki beni olsa bile keman ve saz bir arada
alıp götürdü beni dilindeki hüner huzura doğru
tesadüf bulmuştum papatyalarla çevrili patika yolu
meyer ardına gizlenmiş allı pullu meşe koruluğu
usulca doğrulunca gördüm karşımda mavi boncuğu
sonradan farkına vardım mevsimler gibi
kenarından biraz görünüyordu ege denizi
yelkenli poz verir gibi demir atmış bekliyor
seherde kalktı başlıyor şimdi ege de bir şafak vakti.