Gece Vardiyası IV/Mektuplar
kenar süsüne kazınmış gizli bir aşk bilmecesi
kelimelerin solgun pırıltılı ışığıyla yansıtıyor gerçeği
umudunu yitirmiş her söz kadar pişmandır zavallı pul
yazılıp çizilen onca şey
önce hece
sonra gece
ve bitmeyecek bir işkence
tütsünün ağır kokusuyla parmakların raksı
devrik cümleler kutsuyor her bir yanımı
oysa ne kadar da yorgunlar ahh bir bilsen
-bilseydin 'elveda' ile başlar mıydın-
sonrası ağır aksak ilerleyen virgülsüz manifesto
bir içsızısı bir yakarış gibi
ağzından dökülmeyen
ama daha mürekkebi kurumamış ihanet damlacıkları
kendi lekesinde doğacak günün sanrısı
araF alfabesi ile yazılmış
arap alfabesi gibi sarmaş dolaş
'sen' diye başlayan paragrafla irkiliyor kaderim
içimde kendi yalnızlığına söven tanrının el yazısıyla
bir gün karşıma çıkartacağı ömrün anısına
geri çekildim saklamadım ki
'sen' diye biten paragrafı bu aşk'ta
ölüm kadar yalnız parmakların
izi var kendi kayıp
süre dolup boşalıyor
sessizliğin rahminde büyüyor ayrılık mektupların
kendi çığlığında okuyor duasını
peşindeyiz bilmediğimiz bir tutsaklığın
ben seni böyle okurken
seni nasıl okur başkaları
serçenin yüreğinde sızlayan ayrılığı hiç hesaplamadan
alıntılar yaparak karaladığın o sararmış yapraklar
içinde sakladığı acının ipliğini çıkarıyor huzura
bir gün kavuşma günlerine de mektup yazacaktır elin
vardiyanı doldurana kadar...
alicengizoyunu
(...söylediklerin ve yazdıkların yan yana düşmüş, bütün çıplaklığıyla birbirlerini görünür hale getirmişler...ve sen buna mektup diyorsun ya, işte ben buna ağlıyorum...)
serçenin yüreğinde sızlayan ayrılığı hiç hesaplamadan
susutum🤐 susturdu...
.........................................
gizemli şiirin şairine tebrikler
keyifle okudum / kutluyorum 🙂