Gece Yarıları Suskunluğunda

Gece yarıları suskunluğunda kavrulmuş
Kaynayan kazanlar dolusu hışım
Sanki kan damlası göz bebekleri
Kara dutun karasına bulanmış
Boyun bağı ibrişim...

Gömleğinin yakası da yırtılmış
Kollarında kelepçesi kör düğüm
Ciğerinde baruttan beter fitili
Narkotik bir dilenci...

Bir kolunda bir polis
Diğerinde bir başkası
Başını öne eğmiş
Ayakları afili
Sarmaş dolaş yürüyor kederiyle
Zır delinin birisi...

Az ötede duruyor Anuş
Gözü yaşlı anası Zercişan'ın
Abuk sabuk bir şeyler söylüyor dili
Saçını başını yoluyor elleri
Gözlerinden dökülüyor inci taneleri
Ağladığı besbelli...

Bir köpek sürüsü sokağın başında
Erkekli dişili
Burası ne Teksas ne de Şili
Ortalık kan gölü
Sevdası ölü...

Alıp götürdüler Zercişan'ı
Boynu bükük kaldı anası...

Bütün lambaları yanıyor evlerin
Hiç kimsede bir çıt sesi yok
Pencere önleri balkonlar suskun
Kiminin kapıları kapalı hala
Belli ki duymamışlar velveleyi
Ya da bilerek bu halde davranışları...

Bir şivan dır yırtıyor gecenin sessizliğini
Kucağına almış Menşure'sini
Gözlerinden okunuyor nefreti kini
Halim selim bir baba
'Araba' diyor 'ne olur araba'
Kimi sağa koşuyor
Kimisi sola...
Menşure gitti gidiyor
Bir ambulans yanşıyor sokağa
'Çok kan kaybediyor' diyor birisi
Menşure gitti gidiyor
Kulaklarda titreyen
Acı bir siren sesi...

İnsan sevdiğine kıyar mı böyle
He Zercişan
Canavar Zercişan söyle
Bu nasıl sevmek böyle...

Ozanca/İzmir

12 Haziran 2010 488 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar