Gecenin Kızıllığı
Gece ;
rüzgâr
gölgeleri
yelken gibi şişiriyor
her şeyi söküp atıyor
yerinden
sokak lambasının korkak ışığında
boş yere arıyorum umutlarımızı
rüzgar nostaljik kuytu iskeleleri aşıp
uğultusu ile mor geceyi savuruyor
...mavinin karanlık tarafına
belki de nefessiz kalmıştık
tek kişilik hücrelerde
belki kaçmalıydık
tek kişilik yelkenliyle
eflatun bulutlara doğru
veya öncelikle ;
korkularımızı yenmeliydik
hangimiz zafer yaşamışız
mağlubiyetin
tasasını çekmeden
rüzgar ;
özgürlük kadar özgürleştirici
o da şimdilik
dikkatle dağlara tırmanıp
rotasını izliyorum yelkenlerin
bu mavi deniz sessizce
bunca yıldır oracıkta duruyor
sanki vazgeçmiş dalgalarından
nazlı nazlı mehtap düşerken
küreselleşme canavarının
kollarına
yeni bir hikâyeyi tasarımlıyor
uykumuzdaki hürriyet girdabı.
Suskun //