Geceye Günaydın
Bana baktığında An
başını çevirdiğinde bir Aydın
Hasretin uyutmuyor
geceye günaydın...
Aramızda saliselerden kilometreler var
Ben bir adım atsam sana geleceğim
Sen gözünün önünü görmüyorsun
delireceğim!
Güneşe yalvardım Ay küstü
Yıldızları kıskanıyordu
sevda Tanrıçasının büstü
Masumca bir sevgiydi altı üstü
Ne çıkardı bir ‘Merhaba’ deseydin ayaküstü
Annesi sütten kesilmiş bebeğin beşiğinde
hayallerim çaresizliğin eşiğinde…
Kim bilir dertlerimi kaça katladım
mutluluğa kıyısı yoktu vicdanının
Senin uçurumundan ben atladım
Yüzünü unuturum belki ama
yaşattığın hüznü değil
Yine de vermem kimselere meyil
Çayda tat yok
Rakı desen zehir
Terk edilmiş aşklar mezarlığında ziyarete gelenim yok
Boğar mı beni boy vermeden girdiğim nehir?
Isırıp kanattığımız dudaklarımızda tuz kokulu yel
Belkilere keşkeler karışmadan gel
Aşk uğruna dağlar delinip, çöller aşıldı
Sevenlere yok ki engel
Hala dün gibi
Terk edip gittiğinde yüreğimi yakışın
Gözyaşlarımla erittiğin kardan adamı sudan yapışın
Şimdilik üşümüyorum da, ya kışın!
Güneşim olamadın, bari gölgeme saygı duy
Rüzgarı serinletir alaycı bakışın
Bende umduğunu bulamadın da
başkalarında ne gördün!
Gelmeyeceğini bile bile
usulca seni beklerken ekmeğimi ikiye böldüm
Bir lokmasını gözlerine banıp yerken
sevdamı katık ettim yavan hayallerime
Ama sen aşka kördün!
Mutlu musun benim hiçim!
Dışımda sahte tebessüm
Çığlık çığlığa içim
Biliyorum bir gün bile sormayacaksın, niçin?
Zemheride çırılçıplak yanıyorken ruhum
Alevlerimi söndüremeyen suya
verebilir misin biçim?