Gecikmiş Mi/l/ad
"Haydi Abbas, vakit tamam"
kapatıyorum artık
gönül dükkanını!
Çoook uzun çabalarım la
günlerim
aylarım,
büyük bir sabır la
umutlarım la,
mutluluğa dair
siftahsız tükettiğim yıllarım
bir tek
bir tek size
bir tek size yanarım,
bir de
sadece senden özür diliyorum
per perişan ettiğim
masum yüreğim,
ille de
dayanılmaz ağrılara mahkum ettiğim beynim,
bu güne değin,
ahmakça
sımsıkı sarıldığım etik değerlerim!
Bundan gayrı yok artık
üç kuruşa beş köfte!
Sevilmeden sevmek mi;
Tövbe!
Tövbe!
Tövbe!
SİZLER;
Bu şiirin özneleri,
devrimsel değişimim'in hoyrat mimarları
ne o anlamadınız mı?
Dinleyin öyleyse,
bana yanıtınızı
suskunluk tavrınızı anlatayım:
《Yaşlısın!
sende ömür,
treni kaçmış akşam, paşam!
Ama
sen yine de sev bizi,
tatmin et sevilme eğomuzu!
İyisin, hoşsun
çok iyi adam,
lakin cebi boş'sun!
Çok ca da şair
bir de endemik erdemlere dair
dopdolusun!
Bunlar bizi doyurmaz ki,
iyi huy dediğin de ne?
Fiat etiketi takılmaz,
son model cadillac'a binmiş gibi
asfalt yakılmaz,
sahiller de hava atılmaz ki?
Göreceli kavramlar da olsa,
-üfff ne yakışıklı- dediklerimiz dururken
bizler için -mücevher- diye
alıp ta vitrine konulmazsın ki?》
Kİ!
Kİ!
Kİ...
20:EYLÜL:2021