Geçilmez Kale
Ey! Karalar karası gözlerin sahibi
Ey! Kadife tenli mülkün sultanı
Bu hangi iklimdir ki?
Tenimi ayaza, içimi ateşe çevirir
Senin midir bu geçilmez kale?
Yenilmez ordu?
Surlarından ötede,
Ateş mi beslersin kor diye!
Çiçek mi ekersin gül diye!
Güzelliğin nişan almış, biçare gönlüme
Bağrımda siper alan şu ceylana merhamet et
Demirdim, eridim seni görünce
Deliydim, serildim yerli yerince
Ben ki çorak diyarların, aşk kelamı
Uçsuz bucaksız kelimelerin mecnunu
Bilinmeze dört nala at süren bilge
Kılıç diye satırları şiirle bileyen şair
Hangi mısralarda bozguna uğrar ordun?
Hangi şiirde düşer kalen?
Ne zaman âbâd olur gönül?
Gözlerinde var mıdır benden bir nur?
Sen bir Leylasın Mecnuna hasret
Ben bir yelda'yım sabaha hasret
Söner mi bu vuslat ateşi?
Söyle hangi yağmura dil olsun duam?
Hangi bahara çiçeklensin bahçem?
Ey! Sabahımın sultanı, atımın dizgini
Gelde yaralı gönlüme fetih ol
Aşılmaz surlarını aşayım
Kalende fatihin olsun bu kul
Abâd: mamur, şen
Yelda: yılın en uzun gecesi
Şiirler özlermiş, daha sık yazıp okumamız dileğiyle sayın Gökhan, saygımla...