Geçmiş Zaman Eki

yağdı gece üstüme
adının geçtiği o zaman makinesinde
türevlerinden doğdum soğuk ellerinde
bütün mişli geçmiş zaman ekleri kulaklarımda duyduğum ellerden
evlen(miş), çocuklan(mış), hala çok güzel(miş)...
duyarım herşeyini,
irkilirim usulca koyun bölgende
aklımın iplerini saldım dokuz alltı yollarına
gün batımı ya da şafak sökümü
güzel gözlüm hiçbiri senin kadar alımlı olamadı
olamadıda beni yaraladı
ve zamn tünelinde isimsiz bir kahraman olarak düştü adım
bütün zaman kiplerine inat bende zaman sensin ve şimdisin ve genişsin
sığ kuyular yavaşca dökülür koyuma
serin bir temasla...işte, işte ellerin
ılık bir nefes gibi dokunurdu ellerime
yılmadan seyrederdim dalgalı geçişini
yılmadan ellerimi perdlerdim saçlarına
unutulurmu geçmiş, duyarken geleceğeni...
şimdi saf yağmurlar biriktirir oldum...
birgün gelirsin diye şimdiki senli zamana
çatılı bir eylem gibi aynı dumanı tütmeye
bir elimde sen bir elimde kızım
bir elimde sen bir yanımda yokluğum var şimdilerde
ve geçmişlerde adının geçtiği bütün şarkılar var...
bütün şiirler, bütün vakitli vakitsiz sevişmeler
yakarış türküler ve gitarımdan çıkan senler
dilimde sana tuttuğum yeminler

benim geçmiş zaman kipim benim dilimden şöyle geçerdi
seni seviyor(muş), bir kızı var(mış), ve ölüyor(muş)...
ve dilinde sen tütüyor(muş)...