Geçmişlerin Şehri
Pişmanlıklardan sonraki duraktır burası
Geçmişlerin, kalmışların şehrine giderken
Gecenin bir karanlığında kaybedersin yolunu yine
Hava soğuktur üşürsün
Geçmiş günlerin hışırtısını duyarsın solmuş bir yaprak görünce
Yapboz parçaları gibi birleşir anılar zihninde
Bir rüzgâr eser uzaktan, götürür seni mazilerine
Gitmek istemesen bile elinde değildir karşı koymak
Görürsün mutlu günlerini, gülersin anlamadan
Bazen dolar gözlerin
Keşke dersin keşmekeşler arasında; keşke...
Gözünün önünden akan sular çığlık çığlığa haykırır
Neden... ?
Cevabını veremezsin boşlukta kalırsın
Daha çok üşürsün, sular daha hızlı akmaya başlar
Üstüne üstüne gelir her şey bir anda
Boş boş bakışlarda bilemezsin ne yapacağını
İşte o zaman
Bil ki gelmişin geçmişlerin şehrine
Gerçek yüzünü bulabilirsen...
Kendi kendinle yüzleşme sırası şimdi