Geçmişten Geleceğe Bir Selam
Bir umut var içimde
Bilmiyorum
Gün doğmadan günü yaşamak gibi
Karanlık çökmeden hüzne sarılmak
Ve henüz bestelenmemiş şarkıların sözlerini yazmak
Misali söyleniyorum
Bayrak açmış atalarımın
Kınalı kuzuyken ölmüş dedelerimin
Adaletin terazisini elinde tutan hanımefendinin
Çok değil az önce
Bir iğne sokumluk kan pıhtısı için,
Bedenimi gözleyen sivrisineğin
Umudu,
Ola-ki yaşayan
Yarına dair ne varsa patlıyor içimde
Dün gibi
On yıllardır olduğu gibi
Elimde ne var derseniz!
Çok değil
Şu sonbahar gecesinde
Yazın gelişi
Çok daha önce
İçimde
Bir sineğin arzusu
En az herkesin korktuğu kadar korkak
En çok toma'nın tazyikine göğüs gerecek kadar yürekli
Olabilir miyim?
Oysa,
Annesini özlediği kadar masum
Eşini,çoluğunu çocuğunu ayda bir kez gördüğü ölçüde mutlu
Gördüğü an'sa yüzünde bir tebessüm
Hani bakıldığında görmek istenen
Yüreklerden akıp giden
Kahramanlık öyküsü
Direnenlerin göz bebeklerinde masalımsı
Şimdi biraz daha içeri çekiyorum sınırları
Afrika'ya uzanan elim
Biliyorum o aç ve sefillerin teninden uzak şimdi
Umuyorum
Yaratıcının eli başlarını okşasın diye
O yetimlerin,küçüklerin
Ama önce direniyorum
Açlık'ta ,tokluk'ta sendense eğer
Niçin?
Bir umut var içimde
Ne zamandır sorguluyorum
Öyle basit hesaplar değil bunlar
Kitapsa yazılmış
Beyinse evrimini tamamlamış
Velhasıl kerem, Adem varmış
Havva'da olunca
Sapla saman karışmış
Bir bilenin yarattığı bu alemde
Mutluluklar azar azar
Acılar'sa çokça tarihe yazılmış
Bu nedir? Diye sorana!
Adres, öbür dünyaya verilmiş
Nasıl? Diye kelam edene
Sırat buyrulmuş
Cennet'de,cehennem'de
Hazırda tutulurmuş..!
Ben inançsız değilim beyim
Elimde asa ?'insanlık asası''
Yanımda kadınım''elinde terazisi''
Ya da bu ben değilim,af edersiniz
Kim bilir belkide bendeki,
Farz edelim-ki Adem'in hangi suratı ifadesi!
Her nasılsa bulduğu pervanesi
Dolanıp duruyor ışığın çevresinde
Bir umut var içimde
Şu sonbahar gecesi
Gelecek umuttur,beklentidir
Yolu olmayan yürür bir yolunu bulup
Yürüyemeyen engelleri aşar kendine tutunup
Konuşamayan öyle şarkılar söyler-ki
Sesi duyulduğu an kalplerin eriyip
İnsanın meleğe döndüğü andır
Mecnunun Leyla'ya sarılıp
Demir dağın sularla çağladığı andır
Bütün kötülüklerin üzerine gidilip
İyiliklerin,
Ey tanrım,
İyiliklerin kulaklarda çınladığı andır
O duyar
O duyar söylediğini (ey duyamayan insanoğlu)
Duyar nice zamandır
Bir umut var içimde
Doğduğum an'dan beri bana musallat olan
Şu sonbahar gecesi daha bir korlanan
Bazen kaybettiğim
Bazense onsuz olamadığım
Bir beklentim var illa-ki
Bir mi?
Yo hayır
Binlercesi
Hangisi gerçeğini buldu kuzum? Derseniz hayallerinin
Size tek bir şeyin garantisini verebilirim
Yoldadır milyonlarcası
Şimdi uyumak var
Sabaha tertemiz giyinmek
Güneşin doğuşunu izlemek,
İzlerken o temiz havayı içe çekmek
Gülümsemek
Hani,
Bilen bilir gülümsediğim de
Sorun yok der gibi olurum
Sorun yok
Varsa'da ben onu def ettim yanaklarımdan
Ama,
Belki miskin bir sabah geçiririm
Temiz değil'de paspal'ca-dır giysilerim
Güneş doğmuş,
Hava kirlenmiştir öylesi
Aynaya baktığımda ne bu surat ifadesi?Derim!
Beni gördüğünüzde bu mu? O umut taciri insan müsveddesi
Diyebilirsiniz
Öyleyimdir
İçimde
An gelir sabahın köründe
Bayrak açmış atalarımın
Kınalı kuzuyken ölmüş dedelerimin
Hangi anne
Ve hangi baba
Kuzusu uyuyorken sıcacık yatağında
Seyre dalmışsa o masum,masalımsı yüzün
O yüze hayat verecek kadar
Yaşamaya gönüllüyüm
Tıpkı şarkıda söylendiği gibi
Bu hissi kaybetmek istemiyorum...