Gel
kasırgalar sıcak
sokaklar kör
kapılar kırık yanık perdeleri pencerelerin
efkârın dibine vuran hasretin külleri yağıyor şimdi yerde gökte imansız gürültü
kırlangıçları kaçak namahrem düşlerle
serçeleri ölü düşmüş saçaklarına
arşeler vuruyor boşluğuna şehrin
çocuksu özneler sarılmış kuytu kundaklara
yitik güveylere ağlıyor gelinler
duvaklarında o malum dua
gel gözlerine kömür sürmelenmiş gün batımı
kur avuçlarına akşamın çilingir sofrasını
yerleşsin tabureye otuzbeşlik sarhoşluklar kadehi vuralım kör mermilerle
gel de bitsin bu göğüs sancısı
kısık ateşte kavuşturalım avuçlarımızın kristal kırıklarını
inletelim zulasını köşe bucak yamaçların
gel
kuşlara kanat takalım dudaklarımızdan
kaçışsın artık kahverengi hayaller
kuru dumanları dağıtalım nefesimizin poyrazıyla
tüketelim ne kadar soluk kaldıysa
ciğerimiz sönsün şehir dönsün menziline gel
gel de bitsin bu göğüs sancısı
kısık ateşte kavuşturalım avuçlarımızın kristal kırıklarını
inletelim zulasını köşe bucak yamaçların...
her zaman şiir okutturan sayfa,eyvallah...
Kuşlara
Dudakla kanat takmak👍
İmrendim ...