Gel Gitme Bu Şafak

Çek parmaklarını omuzlarımdan
Gitmeyecekmiş gibi gülümsemen yalan getirdiğin her şafak
Bir siyaha yenileceksin sonunda biliyorum
İnanmıyorsan bekle
Bak geliyor yine tüm kızıllığı ile seni yenecek şafak

Hürriyetine bağlı kölelik
Bütün renkleri taşısa ne çıkar
Rüzgârların emrine amade duygular
Bir meçhul türkünün bestekârı gibi hayat
Var içinde yokluk
Yoklukta varlıklar var
Ağlar

Gecesi azalıyor gözlerimin
Gün bitmiş rüyalarımda
Sokaklara uzattım ellerimi tutsun diye
Aksime seda
Aksiseda gölgem
Ağlamak kolay her hale kederden ya da mutluluktan
Keşke
Keşke ben gülebilsem

Çizgileri hep yol ayrımlarıyla donatırmış insan
Makbulde kararsızlık kararda makbullük
Düşünceyi sarmak da varmış kâğıtlara
Elde sigara, önde küllük
Issızlığında en kalabalık yerin
Bir nefes tüttürmek

Hal ve ahval böyleyken gel gitme güneşim
Bir tam gün aydınlat sahillerini dudaklarımın
Unutkanlığımı yalanlara örtüyorum cılız bir yatakta
Tesellim bu ancak
Sahibi benim sahipsiz haykırışların
Sahipsiz gözyaşlarının
Ve adımların
Adımlarımın...

Gel gitme
Gitme yalan da olsa saçakların
Ben en altındayım inan
Bütün alçakların
Dün gibi yine
Heyhat! Dün gibi yine bu şafak

30 Mart 2012 403 şiiri var.
Yorumlar