Gel Gönül Dermanım Ol Kanayan Yüreğime
suskunum yüreğimdeki sesine
kaşarlanmış uslanmayan dilim
çağlayan gönül cemre damlası gibi
sessiz sedasız susuz sesine kaldım
açılmayan kapıyı k/açtım
geliyorum yollarına toz duman..
dağ yamacın patika yollarından
yol geçilmez izlerden
sana geliyorum
baharın kışını geçtim
kıştan kalma üşüdüğüm
soğukluğumla ısınamadım t/enine
cemrelerin erimesine kalmadan
sana koştum seslendim
güzlerin sıcaklığını beklerken
sonra gittiğim yerlerden biraktığın
sevgi kirintıları üzgün yorgun
hüzünlü boynunu bükmüş çiçekleri
boynumda taşıdığım heybeme attım
ve yollarda
tarla bayırda
sevdiğin tüm çiçekleri topladım
sevgi adına ..
y/ürüdüm geldim
heybemde büket büket çiçekleri
uzattım gül baharıma
suskunluğumuz seda oldu
sessizce hasretle özlediğim
böğrüme dolanan sızım
boşaldı bir bir
gözyaşlarından..
bu gün ayın on dördü
kim saçını ördüğün
kim seni bana gördüğü gün
işte geldim
ne sorar ne konardın
ellerin kiriydim
yıkanınca gider sandın
sevdiğin uğruna dizdiğin dizeler
bir gün güne duracak an
ahların önüne duracak zaman
ölümüydün dirimiydin
kalemli silgiye sarıldın
öğrenci gibi silgi taşıdın
sözün bitti özüne gittiği gün
beni yüreğimden yaraladın
bu ne yarası bilinmez
bende bir ömür yarası
sevda karası bıraktın
o da arkana bakmadan gittin...
kim gitti kim geldi
belirsiz bilinmeze kaldığımız
(çekilen emek zaman dilimi
hem dil hemde kalp karası
bize kalan yürek gönül yarası)
_Gel Gönül Dermanım ol Kanayan Yüreğime
05 Mayıs 11 Fraeidorf'a gel..!