Gel Şimdi

Gel...
Güz yağmurları boşaldıkça sahra
Çöl yangınları vurdukça kahıra bilenirdi bu yürek
Ne şefkatler besler
Ne umutlar emzirirdi
Ne vurgunlara annelik yaptı bu beden
Ne yangınlara ev sahipliği
Sen gitmeden
Ne yalanlarda sınadı kendini
Düştü bir yangının ortasına
Her talanda çirkefçe silindi


Bir kere bile kaybolmamışken gözlerinde
Daha bir kere bile tutamamışken ellerini
Dağarcığımdaki bakir sözcüklerin yetimliklerini
Bir boşluğa salıyorum
Haydi gel
Gel de al kendini


Kayıp giden yitiklikleri
Uçurum ağzı kahpelikleri
Yalanlar kışlası ihanetleri
Daha neleri neleri
Şimdi gökyüzüne yumruk sıkmak vardı ya
Vay kollarımın dermansız vakitleri


Onca firarlara söz kesmişken
Onca figanlara beşikken
Gel de uyut beni
Bırakıp gittğin o şafak vakti
Çarptığın kapıya yapışan iki deliği
Gelde tıka
Oradan yaşlar sızmakta şimdi


Sana mahkum
Şu sol göğüs kafesimin çorak sualsizliğini
Sal ırmak boylarına özgür bir kuş gibi


Gelde
Ağustos sıtmasında sinekleri besleyen damarlarımda çatla
Gel de
Mayınlar döşeli umarsız suskunluğumda patla


Çocuk saçlarının kanatan dikenlerini
Törpülüyorum bak şimdi
Gel haydi
Gel gel de
Al kendini.

09 Kasım 2010 66 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar