Gel Yakala
İki kadeh arasında
Bekledi şarkılar
Bir yudum soluk içti çocuk
Ergen nasırlı ayaklarında
Doğum ötesi yorgunluklar
Yol
Nereye kadar
Bahtı açan
Çiçeklerin kokusu düşmeden
Sırt çantasına
Saçlarında sarı öfke
Ceviz ağacı dibinde erken molalar
Acemi bir isyan yükselirken anarşist dudaklarında
Süt kokusuydu
Çekirgeleri susturan feveran
- benim kırmızı kurdelem yok anne
Öyle deli dolu
Oyunlar yok
Oyuncaklar
Bir gıdım tadım var
Akide şekeri kıvamında
Kırk mevlidinden artan kâğıt külah içinde
Yapışık düşler gibi yılışan ellerime
Bir de göbek bağım
Eski fanilaya saklanan
Fukara sevişmelerinin namahrem çukuru
Umutları düşüren
Varoşların tümseklerinde
Eşelerken şehrin ışıklarını
Yıldızın kayan nidası
Bağırdıkça böğrüme
İçimde korkular
- kirpiklerim saklanıyor anne
Ucuz romanın
Küçülen kahramanıyım
Kara saklambaçlarda
Eksik yelkovan gibi yapıştım
Kara kadrana
Bir yanım ebe
Bir yanım sobe
- gel yakala anne
gel de yakala...
ille de final derim her zaman finali çok güzel bağlamışsınız Tarık bey.
şiiri okurken finale gediğimde içimden geçen aynen şuydu''keşke bu şiir seslendirilmiş olsaydı'' aynen böyle düşündüm finalde seslendirilmiş hali çınladı sanki kulaklarımda
Allah seçki kurulunun yardımcısı olsun bu akşam :))
kutlarım Efendim yüreğiniz dert görmesin hürmetler.