Gelinim

Hüzün e boyanmış yüzün
Örtmüyor duvağın yazık ki
Ağlamaklı gözlerini
Bembeyaz gelincikler içinde
Bulutların üzerinde yürüyüşünü
Yinede hiçbir şey
Engellemiyor gelinim

Sen egesin,
Akdeniz
Mavisi
Karadeniz de coşan dalgalarında
Namı feryadı çaçaların
Serdümenin eline emanet edilmiş
Rotası
Takalar yol vermişte görkemli geçişine;

Ayak bastığında Samsuna
Başlamış düğünüm

Bu geliş nice zamandır uyuyan
Anadolu mun
Bir güneş gibi doğmasıydı üzerine
Halay çekilirdi elbet
Böylesi bir düğünde
Miskin yiğitlerim silkinmişti
Kaldırıp omuzlarından
Saltanatın yükünü
Yaşmak gerekti baştan
Ellaham

Efeler eşliğinde
Ankara da
Kıyılmıştı nikâhım

Nasıl birleşirse iki sevdalı
Asya'yla Avrupa'nın
Aslıyla keremin
Birleşmesi gibi
Şirin hani çok beklemişti ya
Dağları deleni
Ama o demir dağı oyan
Halkının susuzluğunu gidermek için
Baş koymuştu andına
İşte bizim bir araya gelmemiz gelinim
Böyle yakarmaktır Tanrıya
Kul evladı, terbiyesinden vazgeçer mi?
Kul
Sana kul olurda gelinim senden vazgeçer mi?
İşte böylesi bir hikmetle
Kırıp zincirlerini padişahın
Ay gibi doğdu Cumhuriyet gecelerimize
Ona âşık yarenlerin yüreğinde
Bellenmişti ömrüm

Şimdi zamanımıdır
Ağlamanın
Boş vermenin
Bunca asırlık emeği duruyor
Conk bayırında
Doğurduğun
Kuzularımın

Gelinim
Benim güzel yurdum
Zifafını yaptım milletin göz üstünde
Sen tasalanma gayrı
Namusum
Heder olmaz asla namerdin nefsinde.