Gelsene Elâ'na
Sanırım rüzgar da efkarlı
ortak oluşundan belli sigarama.
Altıgen kaldırımlarda pek asabi,
çelme olmakta ayaklarıma...
Anlaşılan o ki
bu şehir bile içerlemiş yokluğuna...
Ay parçası yüzünü kıskanan o sokak lambası bile,
titrek hiç olmadığı kadar bu gece.
O da haklı,
kıskanacak kimsesi kalmadı çünkü geride.
Hangi köşeye sorsam Seni,
diyorlar "uğramadı bugün semtimize."
Hangi diyarın Yar'ısın şimdi Sen?
Hangi sokak lambasını kıskandırıyorsun?
Hangi kaldırımların göğsünü aşındırıyorsun?
Hangi gecenin rüzgarına saçlarını okşatıyorsun?
Ve hangi elin soğukluğunu çalıyorsun?...
Yalnızlık hiç bu kadar koymamıştı bana.
Alışmıştım her nefeste varlığını solumaya.
Alışmıştım
sabahın habercisi
yarınların müjdeleyicisi
tebessümlerinin günaydınına.
Kaşmir saçların dolanırken parmaklarıma,
Bir gün ilmik olacağını
düşünmemiştim boynuma.
Gözlerinin kahvesinde
saklambaç oynarken bedenim,
Hiç aklıma gelmedi
yolumu kaybedip
muhtaç bırakılacağım tabelalara.
Kalemim de konuşmuyor artık benimle,
Sayfalarımsa küskün mürekkebim soluk diye...
Sen hangi ilhamın perisiydin söylesene?...
Hangi ağıt yol olur gelişine?
Dermansız dert olmaz diyorlar.
Gel ve reçetemi ver öyleyse bana...
Derdi veren Sen değil misin?
Şimdi dermanımı hazırla.
Yetmiyorsa gücün dermana ölüm fermanımı hazırla.
Anlasana,
Susturmam lazım
içimde Sen çığlıkları atan ne varsa.
Anlasana,
Kapatmam lazım artık
dönüşüne gebe bırakılmış,
yıldızlara yoldaş olmuş gözlerimi gecenin karanlığında.
Teşekkür ederim Üstad'ım yorumunuz için... Onur verdiniz yine... Merakımı da gidermiş oldum facebook konusunda. Saygılarımla
..gayet naifti kelimelerin buluştuğu mekanlar ki öznesi özlem duygusu yalnızlık ve hafif umut sürülmüş gözü kapalı bekleyişler..teşekkürler gökhan üstad..tebrikler... bu arada face hesabımı dondurdum yanlış anlaşılma olmasın gökhancım...