Genç Bir İntihar Mektubu
Yanı başımızda anlayamadıklarımıza/ elinden tutamadıklarımıza…
Kendime veda ediyorum
Kaç kez yazdım…/ Kaç kez okudum…/ Kaç kez yırttım…
Kaç kez gözden geçirdim intiharımı… Bilemezsiniz…
Ben o intihar mektubunu size değil kendime yazdım
Veda edip el salladım -üzerinize alınmayın-
Ben o eli size değil benden giden kendime salladım…
Başkalarının istediği kişi olmaktan bıktım yoruldum
Bekle beni…/ bekle…/ sevgilimi gözlerinden öper gibi
Gözlerinden öpeceğim seni -sen ne güzel ne büyüksün şeysin öyle- ey ölüm…
Benimle birlikte hiç kimse ve hiçbir şey ölmeyecek/ biliyorum
Ve fakat ne kadar büyük bir iştahla istiyorum oysa
Her şey ve herkes benimle birlikte ölsün…
Failim belli…
Her ne kadar uçurumun kenarına tutup beni sürükleyen
Ve beni benden ve özgürlüğümü elimden alan
Ve silahı elime tutuşturan hepiniz ve devletiniz olsa da
Beni öldüren asıl benim -Hem de bilgece ve ustaca tasarlayarak-
İşte o yüzden
Yaralı bir at gibi kendime hiç acı çektirmeden
Beni öldüren kendimi/ herkesi
Ve devleti de benimle birlikte bi güzel öldüreceğim
Çok gizli çok ıssız ve çok insansız bir intihar zulasında;
Tepetaklak yeryüzüne çakılan bir yağmur tanesi gibi
Duyarsızlığınıza çarpa çarpa dağılıp gideceğim…
Mektuba yazdım;
“Elinize tutunan küçücük bir çocuktum ben
Karşıdan karşıya geçecek olan
Elimi bıraktınız…”
“intihar mı etmiş? Hiç beklemezdik…” demeyin
Hiç bekletmedim ki zaten…
Gazeteler yazmış; Bir intihar çıkmış cebinden
Bir intihar… Bir intihar daha
İşini sağlama almış
Olur ya… Bir önceki intihar ölümüne yar olmaz diye…
Bir yerinde demiş ki mektubunun;
“aşk şiirleri değil
İntihar mektupları yazıyor gençler;
Kendilerini umursamayan yönsüz bir yol kavşağında…”
“Neden aramayın boşuna… Ki nedenini bulsanız ne yazar…
Acılarıma son vermiyorum
Yaşayanlardan ve yaşananlardan umudumu kesiyorum sadece…
Hepsi bu…
Üzülmeyin “ilk ölüşüm değil bu zaten… Elveda…”