Gerçeğin Arkasına Gizlenemez Gerçek
Gök kubbeyi kırdın, öfkeni üzerime döktün
Yetmedi ıslattın, hayalllerimi silip attın.
Sokaklar diz boyu çamurdu
Zor taşıyordu koca bedeni bu çelimsiz ayaklar
Yükümü ikiye katladın be yağmur!..
Ne yaptım ki ben sana?
Kersende hamur, yoğur ha yoğur
Her rüyada premature bir can doğur
Karanlıklar güneşe sağır
Hiçbir işe yaramıyor haykırışlar
Bağır da bağır...
Kendi kendime hayatı didikliyorum be yağmur...
Yüreğimi mesken tutmuştu kapkara bir bulut
Yağmaya zorluyordu gözlerimi sükut
Birazdan sönecekti dudağımdaki umut
Boşluğu ateşlemeseydi eğer gökteki kudret
Bir başka zamana kalacaktı vuslat!..
Ben kendi halimde, kimseye yok zararım
Düşlerime yaslanmışım özümün dünyasında
Biri diğerinden daha sağır noktasız bir sevdayla
Boz bulanık sularda yaprak gezdiriyorum
Evrim mağduru çiçekler besliyorum pencere pervazlarında
Kırmızısında aşınmış bir avuç toprakta
Aşk ne zaman can bulacak diye
Günlerdir sabırla bekliyorum
Ve aşk için yola çıkmış herkese
Gece-gündüz dualar ediyorum
Sen ise ezgiye uzanan tutsak ellerinde
Aralıksız nefret büyütüyorsun
Yağmurunla beni ıslatıyorsun...Neden?
Gerçek değil misin yoksa sen?
Yaklaş biraz, yeryüzüne ilk kez iniyormuşcasına
Önce bana, sonra aynadaki sana bak
Ve sonra yüzündeki maskeyi çıkar usulca, yanıma koy
Biliyorum ki, gerçeğin arkasına gizlenemez gerçek
Aklımın gizli şuası doğru sinyal gönderiyorsa eğer!..
Ankara/19 Nisan 2014
Kelamına sağlık arkadaş, çok güzeldi;
saygıyla...