Gerçek Aşk

Sabahın erinde
Gördüm onları
İki ışık parçasıydılar
Gözlerinden okunan aşkları
Kırk yılı devirmiş
Yaşayacaklar
Daha da fazlasını

Amcam
Tekerlikli sandalyede
Geçirmiş son on yılını
Ama eşine tutunmuş
Hatta kimi zaman unutmuş
Bacağının birinin
Olmadığını

Kadınsa güzel mi güzel
Mavi gözlü , sarı saçlı
Balkan kadını
Adamış sevdiğine
Hayatının tamamını

Kaçmışlar zamanında
Razı gelmediğinden
Aileleri
Kaçmışlarda
Barınamamışlar Yunanistan da
Biri Selanikli Türk erkeği
Diğeri İskeçe den Rum kızı
Ama yaşamak için aşklarını
Dayanmışlar sınıra
Erkek vurulmuş
Ciğeri delinmiş
Kan revan geçmişler
Bulgaristana
Aylarca yatmış yatakta
Sırt üstü
Kadınsa
Hem gidip
Çalışmış tarlada
Hem
Kah hastanede
Kah evde
Gözyaşlarını saklayarak
Ve kesmeyerek umudunu
Yaşamaktan
El olmuş ayak olmuş kocasına ....................


Bir yıla iyileşmiş
Oda başlamış çalışmaya
Bir fabrikada
Kadını tarlada
Kendisi makine başında
Devirmişler
Bir çeyrek asrı
Kendilerine uzak
Kendilerine yakın
Yabancı topraklarda

Çocuk beklemişler
Allahtan umut kesilmez diye
Olmamış bir türlü
Denemişler her şeyi
Sonra kabullenmişler
Zor gerçeği

Ne kadın sitem etmiş kocasına
Ne adam ağzını açmış bu konuda

Devirmişler
Bir çeyrek asrı
Yabancı topraklarda

Adam tutuklanmış bir ara
Sevmekten insanları
Ayağa kalkmış fabrikada
Onunla beraber
Birkaç yüz daha
Durmuş bütün üretim
Akşamdan sabaha
On beş gün

Bir gece ansızın
Alınmışlar
Polislerce
Karakola
Giriş o giriş
Çıkışta
İlkbahardan sonbahara

Beklemiş kadın kocasını
Hiç gözyaşı dökmeden
Ah vah etmeden

Soğuk bir kasım sabahı
Yalarken yüzleri
Balkan poyrazı
Çıkıp gelmiş adam
Ellinde bir demet çiçekle
Kadın sanki
Hiç gitmemiş gibi
Sanki işten eve gelir gibi
Karşılamış kocasını



Seksen sekizin yazında
Göçmüşler
Trakya ya
Birkaç dönüm tarla
Bir küçük ev
Alabilmişler
Ellerindeki parayla
Hayrabolu da

Kadın hastalanmış ansızın
Daha kırk yaşlarında
Karaciğer inden
Kopmuş
Büyük bir parça
Uzunca tedavi
Ardından ameliyatla
Tam üç yıl geçirip yatakta
Açmış gözlerini aydınlığa



Yağmurlu bir kasım günü
Sabahın seherinde
Acı bir feryatla
Uyanmış kadın
Kocası kanlar içinde
Yatıyormuş
Bahçenin orta yerinde
Fırlayıp kapıdan
Koşmuş yanına
Ama ne fayda
Dizinden aşağısı
Un ufak olmuş
Traktörün altında

Tam da yolundaymış
Her şey
Geçirilen on yıldan sonra
Kavuşmuşken rahata
Bir traktör
Bir kaçta hayvan
Sokmuşken dama
Bak sen şu kaderin
Yaptığına

Kesmişler dizinden altını
Birde tekerlekli sandalye altına
Tamam demiş doktorlar
Başla yeni hayatına

Geçmez olmuş zaman
Acılardan arta kalan
Yüreklerindeki aşkmış
Onları bağlayan

Uzun geceler geçmiş
Uykusuz
Uzun günler
Ağrılar içinde
Mutsuz umutsuz

Kadın dayan demiş
Dayan sevdiğim
Ben yanındayım bak
Ayağın yoksa
Ayağın olurum
Sen kolum kanadımdın
Adamımdın
Demiş

Demişte
Acıya kılıf olur mu sevda
İçinden akan kan
Durur mu damarda
Boşalmaz mı her fırsatta
Taze yaradan

Öyle akmış zaman
Ama umudu kesmeden
Yaşamaktan
Ve yapacağı şeyleri
Düşünerek adam
Doğrulmuş yataktan

Şimdiyse Bursa dalar
Adam memnun hayatından
Kadınsa biraz yorgun belli
İki kişilik yaşamaktan

Ama gördüğüm
Gözlerindeki ışık
Türkü olmalı
Dolaşmalı dilden dile
Nice sevdaları vardır
Bu toprakların
Ve dahası da
Yaşanacaktır

Biz birini aldık koyduk
Hikayemizin başına
Devamı
Gelecek muhakkak
Gelecek
İnsanlar sevmeyi
Unutmadıkça

Ve yaşanan yalan aşklara inat
Doğuracaklar güneşi
Her gün
Bir kez daha
Aynı umutla

Olki sevdadır
Dağ deler
Olki sevdadır
Ölüm gider
Olki sevdadır
Ne ömür
Nede gönül yeter

Olki sevda bakidir olsada tufan
bir müjdedir aslında insandan
sebebi ölümdür belki hicrandan
gel sevdiğim der
gel
el çekme zamandan