Gidelim Buralardan
Alıp başımızı, gidelim buralardan...
Buralardan diyorum, evet.
Uzaklardan bir rüzgâr, bizi çağırıyor baksana.
Kokusu geliyor, mütemadiyen kokan çiçeklerin
Çiçekler diyarına gidelim istersen.
Alı al moru mor olan sardunya kokan sokaklara
Bahçesinde hanımeli,begonya,zambak yetişen evlerde yaşarız
Alıp başımızı, gidelim buralardan...
Kitaplarda okuduğunuz kömürle çalışan trenlere biner
Yüksek dağları aşıp,bozkıra selam veririz
Küçük bir kasabada ineriz
Önce meydandaki köy kahvehanesinde demli bir çay içip
Koyuluveririz minik bir ev bulmaya
Tıngır mıngır yaşar gideriz
Alıp başımızı, gidelim buralardan...
Karadeniz yaylasına yerleşiriz
Ben sana mısır ekmegi yaparım
Kıvamını tutturamam pancar çorbasının
İnatçı komşularımız olur kavga eder, sabahına tekrar barışırız
Alıp başımızı, gidelim buralardan...
Bu şehirde nefes alamıyorum, anlasana.
Bu ev,bu oda,bu sandalye
Yalan bir geçmişi hatırlatıyor bana
Bu şehrin maviliklerine sığamıyorum
Kalın parmaklıklar örüyor yüreğime
"Gitmek özgürleşmektir" demiştim ya hani
Özgürleşme zamanı gelmedi mi ne dersin...