Gidenin Ardından

1

Senin,
Başın öne eğik, gözlerin kapalı
Yağan yağmurun ve
Odadan gelen bebeğin sesi,
Ezer yürek kafesini.

Televizyonda muhabir,
İstanbul'u anlatırken,
Müjdeler yağacak karı
Ki o vakit dokunur yanaklarına,
Hüznün ve hasretin yağmuru.

Ve şimdi kar düşüyor:
Gözyaşlarından
Düşen yapraklardan
Ölen insanlardan
Ve doğanlardan
Daha fazlası
Haliç'e yağıyor..

Seni,
Şu yağan karda, şu akşamda
Yürekten, ekmeğimden ve şarkılarımdan arındırmışım.
Yinede kalemim, bulutlara ve boğaza
Eğip başını bakacak olsa,
Yitirdiğim ve vazgeçtiğim seni
İnatla diker göz ucuma...

2

Oğlumuz hasta,
Senin ellerin sıcak alnında,
Babası oğlunu selamlar galata'da,
Duramaz vurur efkarını rakısına..

Gün gelir doğar güneş yeniden elbet,
O gün büyür oğlumuz,
Öper alnından babası
Ki anasının filizlenir yüreğinin goncası..

3

Gülümserken gözlerinin ışığı,
Tutar bir çift el ellerimden,
Tutar bir el yüreğinden.

Götürecekler bizi,
İki ayrı duvarın ardına.

Aykırı insanlar olacak adımız,
Asıl en kötüsü:
Giderken, gelirken
Taşır bahtsız yüreklerimizi,
Namuslu iki insan,
İki insana sorsan,
Çocuğumuza düşman..

4

Köyün en tepesinde:
Dikilecek yalnız bir mermer,
Açacak üzerimde kırmızı güller,
Telaşla evlerine dönecek köylüler,
O vakit seni de gömecekler,
Gömecek eller, topraklar ve umutlar,
Aramızda koca dağlar, taşlar ve yollar..

Rüzgâr esecek,
Aynı anda sallanacak üzerimizde iki çiçek,
Bir damla su isteyerek.

Bir elinde kızı, diğerinde oğlu yavrumuzun,
Ağaçlarda kuşlar, tarlada başaklar,
Şu halimize yanacaklar,
Şu iki cesedin, iki uzak kentine.

5
Sen de biliyorsun ki,
Öğreneceksin:
Yalnızlığı, kimsesizliği,
Ölümü, ayrı düşmeyi..

İki beden gizlerken gözlerimizi
Ve mutlu etmek için geldiğinde kapımıza
İki anlamsız insan sureti;
O gün dövüşeceksin yüreğinle,
Dövüşeceğim senin suretinle.

Ve her gün biraz daha
Alışacağımızı düşündüğümüz insanlar,
Yudumlarken sabah çayını
Bulutlar geçecek penceremizden
Solacak güneşin rengi,
Ağır ağır düşecek yağmur,
Dokunacak sabırsız ellerin damlalara,
Dokunur gibi saçlarıma.

Kadiköy/ist