Gidilecek Başka Bir Yer Kalmadı Artık
Yaz tükeniyor
Önceden de öyle olmuştu
Savrulmuş zamanların son zerreleri çiçekler
Kimisi dallarda kimisi yerlerde,duvar diplerindeler
Bakıyorlar son güzün içinden
Bilemezsiniz Aşk Nedir'diyor Carver
Ötelere taşınırken aşklarını da alıp götürüyor kuşlar
Demek ki onlar bile biliyorlar.
Bozulmuş bostanlarda yıkılıyor çadırlar
Aşkların yıkılışına benziyorlar
Çiçekler,aşklar , bozulmuş bostanlar ve çadırlar...
Gökyüzünün siyah perdeleri daha erken iniyor artık
Sayfaları ağır ağır çevrilen kitaplara vuruyor kızıllık
Birkaç çocuğun saçlarını okşayarak kayboluyor güneş.
.
Bazı bazı olduğu üzre akşamlık sofralar kurulur
Bir ferahlık başlar senin kokunla birlikte birazdan
Oynaşan bir şeyler var mavi atlasın yüzünde
Bu akşamlar bu sonsuzluklar ve ilk yudumlar...
Sonra sen
Sonra yazın son çiçekleri
Ve aşk'ı var etmeye yatkın an'lar
.
Ta derinlere,doğacağın ufuk eğrisinin ardına bakmak
Sonra gözüne gözüne vurmak rakının
Haykırmak sana
Olduğun yöne avaz avaz haykırmak
.
Gece...
Neye vurulmalı bu kelepçeyi şimdi
Uçsuz bucaksız enginlere,desem ne fark eder ki.
Yıldızların günahı yok dolunay kendi derdinde
İçimde yüreğime çöreklenen bir ağır taş
Silinen ferahlıklar yalancı akşamlar
Sendelediğim küpeştelerden boşluğa savurduğum küfürler
Son çiçekleri buraların
Savrulmuş zamanların son zerreleri
Bakıyorlar son güzün içinden
Aldırmıyorlar
Haykırmak sana avaz avaz haykırmak
Boşu boşuna haykırmak
Adamakıllı yalnızlaşmak...
.